Citroën AX
1986-1998 arasında üretilen minik Citroën AX’in hedefi Chapman’ın hafifletme çalışmalarındaki gibi hız değil, yakıt verimliliğiydi. Üç kapılı gövdede plastik panellere ve mümkün olan en ince çelik alaşımlarına yer veren Fransız üretici, hava sürtünme katsayısı döneme göre gayet etkileyici olan 0,31’de tutulan aracın toplam ağırlığını 640 kg’da tutmayı başarmıştı.
Tabii hafiflik yakıt tüketiminin yanı sıra hızı da getirmeye müsaitti ve Citroën, normalde 1.0 ve 1.1 litrelik motorlardan beslenen AX’e ilk aşamada 85, sonra 95 bg güç üreten 1.4i GT versiyonunu eklemişti. 0-100 km/h? Sadece 9 saniye. Hiç fena değil.
Clan Crusader
1971-1973 arasında üretimde kalan ve eski Lotus mühendislerinin bir ürünü olan Clan Crusader kesinlikle nevi şahsına münhasır bir makine. Güçlendirilmiş fiberglas monokok şasi sayesinde bir kit car olarak alınabilen makine isteğe göre 51 bg’lik Hillman Imp motoruyla da opsiyonlanabiliyordu.
Tasarımı da oldukça garip ve tatlı olan Clan Crusader, 615 kg’lık ağırlığı ile yarış pistlerinde ciddi başarılar elde etmişti. Hatta efsaneye göre Crusader, gövdeye bağlanan iplerden oluşan takla barı ile yarışa girebilen tek makine olarak tarihe geçmiş. Ancak bunlar onun sadece 3 yıl piyasada kalmasına engel olamadı.
Lotus Elan
Colin Chapman’ın “add lightness” felsefesi daha çok Formula 1 ve diğer yarış serilerinde izlenen tek yol idi diyebiliriz çünkü yol otomobillerinin biraz daha konfor ve günlük kullanım sunması gerekiyor. İşte 1962 Elan tam bu fikrin vücut bulmuş hâliydi. Çelik şasi ve fiberglas gövdeden oluşan yapının toplam ağırlığı sadece 584 kg idi.
Üretilen ilk 22 Elan’da 1.5 litre olan motor hacmi ise Lotus tarafından daha sonra 1.6’ya çıkarılmıştı. Yaklaşık 14 yıl piyasada kalan Lotus Elan, zaman içinde regülasyonlar dolayısıyla daha rafine bir otomobile dönüşmek adına kilo da almıştı tabii.
MINI 850
İçeriye dört kişinin oturabildiği, şık, küçük ve düşük tüketimli otomobil konseptinin yaratıcıları arasında bulunan ve adını bir etek çeşidiyle de paylaşan MINI’yı bu listede görmesek olmazdı. Tabii bahsettiğimiz 1959 MINI.
850 cc’lik dört silindirli motoru eklendiğinde 580 kg çeken MINI 1968’e kadar üretimde kaldı ancak daha sonra BMC daha kalın çeliklere yer verdi. 1965’e kadar 1 milyon MINI satılmıştı. Tarihler 1976 olduğunda 4 milyonu vuran satış barajı 2000’de biten üretime kadar 5 milyon 387 bin 862 adet idi.
Morgan 3 Wheeler
Fark ettiyseniz hafif otomobiller büyük oranda geçmişte kalmış durumda çünkü modern dünyada tonla elektronik, bolca güvenlik donanımı gibi eklentiler sağ olsun 1 ton altında otomobil bulmak neredeyse imkansızdır. Neredeyse dedim, dikkatinizi çekerim.
Küçük ve niş bir İngiliz üretici olan Morgan’ın 2020 3 Wheeler’ı adeta bir isyan! Boru tip çelik şasi üzerine el işçiliğiyle yapılmış alüminyum ve dişbudak ağacı paneller koyularak oluşturulan 3 Wheeler adından da anlayacağınız üzere 3 tekerlekli bir otomobil. Alışılmış donanımları bırakın yolcu koltuğundan ve dördüncü tekerlekten vazgeçen makine 68 bg’lik motorsiklet motoru ve Mazda imzalı 5 ileri şanzımanı ile birlikte sadece 524 kg geliyor!
Caterham Seven
Modern otomobil dünyasına tabiri caizse orta parmak kaldıran bir diğer marka ise Colin Chapman’ın Lotus 7’sinin ruhunu devam ettiren Caterham. Intercity İstanbul Park’ta kupası da yapılan bu markanın Seven modeli sadece 510 kg ağırlığında.
Buna Ford imzalı Duratec ya da Sigma motorları koyduğunuzda dışarıdan pek bir şeye benzemese de fişek gibi giden bir makine elde ediyorsunuz işte.
De Tomaso Vallelunga
Listemizin bir diğer ilginç üyesi ise İtalyan üretici De Tomaso’nun 1964-1968 arasında ürettiği Vallelunga modeli. Pantera’da V8 kullanan marka hafiflik adına Ford Cortina’da görev yapan 1.5 motor ile donatmış Vallelunga’yı.
Ford’un Kent adlı motoru o dönemde motor sporlarında ünlüydü. Alüminyum karoser ve uzay şasi kombinasyonuna bu üniteyi eklediğinizde toplam ağırlığı sadece 500 kg olan, 6,1 saniyede 100 km/h sürate ulaşıp 250 km/h’ye kadar sıkabildiğiniz bir canavar elde ediyordunuz. Dünyada sadece 55 örneği bulunuyor Vallelunga’nın.
FIAT 500
Cinquecento yani orijinal FIAT 500 adının hakkını veren bir makineydi. Sadece 500 kg ağırlığında olan süper küçük otomobil ismini de normalde 479 cc olan fakat 500 cc’ye yuvarlanan motor hacminden alıyordu.
MINI modellerinin yarısı kadar olan iki silindirli motorundan 20 bg civarında güç alan FIAT 500 1976’ya kadar dünya çapında 3,5 milyon civarında sattı. Daha sonra 2007’de geri dönen makine artık elektrikli bir araca da dönüştü yani zaman çoook değişti çoook. Yine de 500 hâlâ tertemiz bir ikondur, eskisiyle yenisiyle.
Renault Twizy
Sonuç olarak bir taşıt olduğu için ve kendisinden ağır 3 Wheeler’ın aksine 4 tekerlek bulundurduğu için hilkat garibesi gibi görünen ancak şehir yaşamı için inanılmaz kullanışlı olan Renault Twizy’ye de yer verdik listemizde.
Uzunluğu 2,3 metre, genişliği 1,4 metre olan makinenin yaklaşık 60 km’lk bir menzili var. Piyasaya sürüldüğü 2012 yılında Avrupa’da en çok satan EV unvanını kazanan otomobilin neresi ne kadar gelir ki diyebilirsiniz. Toplamı ağırlık elektrik motoruna rağmen 450 kg.
LCC Rocket
Evet, ilk sıra ile birlikte 400 bg barajının da altına indik. Bunu başaran ise adı da Hafif Otomobil Fabrikası anlamına gelen LCC olmuş. Gordon Murray ile Chris Croft tarafından kurulan firmanın tek ürünü ise 1991-1998 arası üretilen Rocket olmuştu.
Yola çıkması yasal bu makine gücünü 1.000 cc’lik Yamaha motorundan alıyordu. Pazara göre 145 ya da 167 bg sunan araç durur hâlden 100 km/h sürate 4,4 saniyede ulaşabiliyordu. Sadece 55 adet üretilen makine “hafiflik ekle” mottosunu en ekstrem boyutlara taşıyarak ağırlığını 386 kg’da tutmayı başarmıştı.
Newest slideshows
12 / 12