– Detroit, Michigan
Infiniti Q50'nin değişken zevklerimi karşılamakta yaşadığı zorluğu tahmin edebilirsiniz. En ateşli motora sahip Red Sport 400 paketiyle dolu olan araçta gücü çok sevmiştim fakat yönlendirmeden ve yol tutuşundan nefret etmiştim. Daha düşük güç sunan bu paket ise sunduğu daha gerçekçi yönlendirme hissi ve ağırlığı ile gönlümü kazansa da daha fazla güç istememe neden oluyor. Goldilocks ve Üç Ayı masalındaki küçük kızın bulduğu gibi kendime tam uyan bir Q50 bulabilmiş değilim. Bu test aracı bir 2.0 T Premium AWD (Dört Tekerlekten Çekiş sistemi) son derecee güzel bir lüks sedan fakat bazı alanlarda bir şeyler eksik.
Artılar
- Gerçekçi yönlendirme hissine 10 puan vererek başlayayım. Q50'nin diğer versiyonlarında sunulan kusurlu, sıklıkla geri çağrılan ve son derece yapay olan Doğrudan Adaptif Yönlendirme sistemini hiçbir zaman sevmedim. Neyse ki bu 2.0 T modelinde "eski toprak" elektro-mekanik takviyeli yönlendirme sistemi bulunuyor. Infiniti'nin sisteminde güven veren bir ağırlık ve tahmin edilebilirlik var; yol tutuşu ve viraj hızı konusunda doğru bilgi sağlayan ağırlık ve direnç sayesinde direksiyon komutuma ön tekerleklerin nasıl tepki vereceğini her zaman tam manasıyla anlayabiliyorum.
- Q50'nin tasarımının yarattığı izlenim bende etkisini yavaş yavaş arttırıyor ve artık Hagene Mavisi renkteki bu test aracını aslında çok beğendiğimi söyleyebilirim. 2013 Detroit Otomobil Fuarı'nda tanıtıldığı zaman Q50'yi yumuşak, bombeli ve sönük bulmuştum. Ancak geçen üç yıl içinde onun abartısız kıvrımlarını ve çizgilerini takdir etmeye başladım. Lüks bir hava veren otomobilin geniş ve oturaklı bir duruşu var. Her ne kadar piyasadaki en güzel tasarıma sahip lüks sedan olmasa da, Q50'nin görsel olarak sundukları dikkat çekmeye yetiyor.
- İyi bir lüks araçta olacağı gibi Q50 de kabininde oturan insanlara "bir otomobilde değillermişçesine" ağırlıyor. İç mekanı sessiz tutmak için yeterli yalıtıma bir de yumuşak sürüş karakteristiğini eklediğinizde Q50 ile otoyollarda yapılan uzun yolculuklar olduğundan daha kısaymış gibi hissettiriyor. Sürüş kalitesine de bir parantez açmak lazım. Özellikle 17" jantlar bu noktada çok önemli rol oynuyor. Ölçüsü 225/55R17 olan lastiklerin sunduğu geniş yanak sayesinde başarıyla sönümlenen darbeler kolay kolay aracın içindekileri etkilemiyor.
Eksiler
- Dört silindirli, 2.0 litrelik turbo motorun daha canlı ve çevik olmasını isterdim. Motor güçsüz demiyorum - 211 bg ve 350 Nm tork oldukça tatminkâr değerler - fakat Q50, yine dört silindirli ünitelerden beslenen rakipleri kadar performans anlamında öne çıkmıyor. Baktığınız zaman çoğu rakipte sunulan güç çok daha fazla: BMW 330i 252 bg, Audi A4 252 bg, Mercedes-Benz C300 241 bg güç sunuyor ve bu liste uzatılabilir. Bu otomobiller ile karşılaştırıldığında Q50 2.0 T onlar kadar çabuk hissettirmiyor; normal sürüşlerde bile kendimi gaza yüklenirken buldum.
- Infiniti'nin araç içi elektronik elemanları rakiplerindeki hünerli cihazların gerisinde kalıyor. Audi A4'ün Virtual Cockpit gösterge panelinin kaliteli grafikleri Q50'nin küçük yol bilgisayarını 20 yaşındaymış gibi gösteriyor. Ayrık ekranlı bilgi eğlence sisteminin düşük çözünürlüklü grafikleri ve karmaşık menü sistemi iOS 10'dan çok Windows 98 gibi hissettiriyor. Çok detaycı olduğumu düşünüyorsanız hatırlatayım, bahsettiğimiz Q50, kullanıcısını teknoloji ve şıklıkla sarması gereken, 42,705 $ fiyata sahip lüks bir sedan.
- Rahat sürüş kalitesinin kötü tarafı ne mi? Q50'nin yol tutuşu sınıfına göre ortalama. Evet, hidrolik direksiyonun geri bildirimini ve hissiyatını sevdim fakat Q50'yi virajlı yollarda zorladığımda bir Mercedes C Sınıfı'nda veya BMW 3 Serisi gibi bunu yaparken lüks otomobil sürüş kalitesini de sunabilen otomobillerde gördüğüm enerjik sürüşü göremedim.
Rakipler
Fotoğraflar: Jake Holmes / Motor1.com
Galeri: 2016 Infiniti Q50 2.0t: İnceleme
2016 INFINITI Q50 2.0T AWD