FCA grubunun "F" kısmını oluşturan Fiat son yıllarda büyük atılımlar göstermiş olsa da ana markanın modelleri yaşlanmaya devam etti. Özellikle A.B.D.'de satılan araçlar sürekli makyajlanır ve yeni modellere kavuşurken Avrupalı markaların biraz ihmal edildiği görüldü.
Bunu kendisi de fark eden Fiat, ilk olarak Tipo (Egea) ismini geri döndürürken 124 Spider gibi bir efsaneyi diriltip daha sonra bir başka efsane olan 500 ailesini makyaja soyundu. Sırayla ailenin bütün seçeneklerini elden geçiren üreticinin 500L'e gelmesi çok uzun sürmedi. Geçtiğimiz aylarda makyajlanan otomobil, parçalarının %40'ı yenilenmiş bir şekilde karşımızda. Basın lansmanı Alaçatı'da yapılan aracı sizler için inceledik.



İlk izlenimler
Aslına bakarsanız bu bölümde 500L insanı biraz şaşırtıyor. Ana hatları değişmeyen otomobilin farklılıklarını görmek için detaylara inilmesi gerekiyor. Bir kere inildiğindeyse gerçekten de her noktanın üzerinde oynandığını görebiliyorsunuz.
Cross Plus seçeneğini sürdüğümüz otomobilin tamponları tamamen yeni, ön panur da küçük 500'ün burun biçimli çıkıntısına kavuşmuş. 17 inç çaplı jantlar şık görünürken yeni gövde renk kombinasyonlarından turuncu-siyahın da duruşu dikkat çekici. Arka bölümünde de büyük değişiklikler olan otomobil buradan bakıldığında artık çok daha sade ve oturaklı görünüyor.
İç mekanda yapılan yeniliklerse daha kolay fark ediliyor. Yenilenen direksiyon simidi ve gösterge paneli hem daha işlevsel hem de daha şık görünürken kabin içinde sunulan depolama bölümlerinin sayısı artmış. Vites kolunu yukarıya doğru taşıyan Fiat sunduğu yeni dokunmatik bilgi-eğlence ekranıyla birlikte orta konsol tasarımını tamamen yenilemiş.

B segmentinde yer alan 500L'in iç mekanında metrelerce ahşap kaplama ve sakız kıvamında plastik yüzeyler aramak anlamsız. Bununla birlikte Fiat'ın tasarım konusunda başarılı olduğunu söylemek gerekiyor. Görünüm o kadar orijinal ki insan malzeme kalitesine takılmıyor. Yalnız iç mekanın siyah yapısının önüne geçmek için farklı renk kombinasyonlarının seçilmesi yerinde olacaktır. Sonuçta dışarıdan bakıldığında turuncu rengiyle göz alan bir otomobilin iç mekanında bu kadar siyah yüzey olması garip.
Gösterge tablosunu 500X ile paylaşmaya başlayan 500L bu sayede sürücüye bol bol bilgi verebiliyor. Ortaya yerleştirilen dijital ekrandan ulaşılan yol bilgisayarında düzinelerce menü bulunuyor. Daha önce beş kapılı Egea modellerinde kullanıldığını gördüğümüz dokunmatik ekransa eskisinden çok daha kapsamlı bilgiye sahip. Üstelik kumanda edilmesi de daha kolay.
Yüksek tavan sayesinde iç mekana ferahlık hakim. Arka koltuklara geçildiğinde faydası daha da iyi anlaşılan panoramik cam tavan yaşam bölümünü daha da ferah bir hale getirirken ön koltuk sırtlıklarına eklenen katlanır masaların büyük porsiyonları kaldırması zor.


Bagaj bölümü ilginç şekilde değişken olan 500L'in bagaj zemini yükseklik ayarlı. Duvarlarda ceplere yer verilirken sırtlıkları asimetrik olarak yatırılabilen arka koltukların tek elle devrilebilmeleri de güzel bir dokunuş. Ön yolcu koltuğunun ileriye doğru katlanması sayesinde de uzun yükler için daha da çok hacim kazanılmış. Bu arada arka koltukların ileri-geri kaydırılabilmesi de pratiklik hanesine artı puanlar yazıyor.
Sürüş nasıl?
Cross donanım paketiyle birlikte gelen 17 inç çaplı jantlar ve yükseltilmiş gövde yapısı ilk başta soru işaretlerine sebep olsa da özellikle bozuk yollarda 500L'in iç mekanında aşırı sarsıntı yaşanmaması olumlu. Bununla birlikte teknik olarak bir MPV olan araçta daha yüksek konfor seviyesi arayanların diğer donanım paketleri ve daha küçük çaplı jantlara yönelmesi mantıklı olacaktır.
Direksiyon sistemi çok hisli olmayan 500L'in sistem sertliğiyse başarılı. Özellikle de şehir içi modu kullanılmadığında. Bu modla birlikte şehir içinde yapılan manevralar çok daha kolay bir hale geliyor. Aracın başarılı bulduğum yanlarından birisi de görüş açıları oldu. Citroen'in de MPV modellerinde görev verdiği çift parçalı A sütunu tasarımı, geniş çam alanlarıyla birleşince özellike önde geniş görüş açısı sağlamış.

Lansman sırasında sürme şansı bulduğum 500L'de kullanılan turbo dizel motor 1.25 litre hacimliydi. 95 beygir güç, 215 Nm tork üretebilen ünite aslında çok zayıf olmasa da 1.300 kg'ın biraz üzerinde olan ağırlık ve şanzıman nedeniyle yüksek performans veremiyor. Bu arada şanzımanın 5 ileri vitesli, tek kavramalı, yarı otomatik bir ünite olduğunu belirtelim.
169 km/s'lik maksimum sürat kabul edilebilir olsa da 0'dan 100 km/s sürate 15.5 saniyede ulaşılması biraz sıkıntı yaratabiliyor. Ayrıca artık soyu tükenmekte olan bu tip şanzımanların genelinde olduğu gibi vites değişimleri iç mekanda çokca hissediliyor.
Alaçatı çevresinde bulunan hafif arazi şartlarında da deneme imkanı bulduğum 500L Cross Plus, sunduğu çekiş modu değiştirici sayesinde toprak zeminde tutunma problemini en aza indirebildi. Tabii ki bu, modelin dört tekerlekten çekişli araçlarla rekabet edebileceği anlamına gelmiyor.
Satın almalı mıyım?
Benzinli motor, manuel şanzıman ve Popstar isimli giriş paketiyle fiyatları 79.900 TL seviyesinden başlayan 500L'in test ettiğim motorla donatılan en ucuz seçeneği 91.900 TL. Cross Plus paketiyle birlikte fiyat 97.900 TL olurken Dualogic şanzıman için 4.000 TL ücret isteniyor.
Daha yüksek performans veya daha fazla oturma kapasitesi sunanlar için de seçenekler sunan Fiat, 500L'in 7 kişilik oturma kapasitesi sunan Wagon seçeneğini 105.900 TL'den başlayan fiyatlara sunuyor. Bu fiyata ister 1.25 litre hacimli motor Dualogic şanzımanla, ister 1.6 litre hacimli turbo dizel motor manuel şanzımanla alınabiliyor.