Aerodinamik, çok duyduğumuz ancak pek de bilmediğimiz bir konudur. Uçaklardan taşınan bu fizik kolu, 100 yılı aşkın otomobil tarihinde 1910'lardan beridir etkin şekilde kullanılıyor.
Gerçekte katı gövdelerin hava içindeki hareketinin iyi algılanması, otomobillerin daha hızlı ve verimli olabilmesi için önemli bir püf noktasıdır. Kısacası aerodinamik biz kendisini net şekilde göremesek de oradadır.
Cx otobanda önemlidir
Bir otomobil alırken görünüşüne, motoruna, kabinine bakarsınız ve aerodinami genellikle listenizde üst sıralarda olmaz. Ancak kendisi oradadır ve tekerlekli "kutular"ın havayı rahatça yarıp geçmesine yardımcı olur.
Cx olarak tabir edilen sürüklenme katsayısı (hava sürtünme katsayısı da denir) aslında birçok modelin reklam kampanyasında veya doğrudan isminde kullanılıyor. Mesela ikinci konuya örnek olarak Citroën CX'i gösterebiliriz. Günümüzde aerodinami, özellikle otoban hızlarında daha az akaryakıt/elektrik tüketmemizi sağlayan, otomobil gövdelerine güzelce entegre edilmiş sistemler bütünü olarak tüm ana akım modellerde görev yapmaktadır.

1910'lardan 2010'lara, rüzgârla yarış
Güncel otomobillerin çoğu, geçmişteki makinelerden çok daha verimli ve aerodinamik ancak otomotiv endüstrisinin şimdiki hâline nasıl geldiğini anlamanın da önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden dönemlerinin en "aerodinamik" 11 aracını sizler için derledik.

Cx katsayısının öncüleri
Listemiz "kesin" olarak doğru ve reddedilemez diyemeyiz çünkü aerodinamik sürüklenme sadece Cx (Cd veya Cw olarak da geçer) ile belirlenmiyor, işin içinde ön sürtünme alanı gibi diğer değişkenler de bulunuyor. Bu yüzden listede Panhard PL 17, 1954 Fiat Turbina, Volkswagen XL1, Alfa Romeo B.A.T. 7 konsepti, Pininfarina CNR-PF, Honda Insight ve Delft Formula SAE takımının 0.045 Cx katsayısına sahip Ecorunner'ı gibi aletler görmeyeceğiniz için şaşırmayın. "Sonraki" tuşuna basarak 100 yılı aşkın bir zaman dilimine yayılan yolculuğa çıkabilirsiniz...