C segmenti crossover olarak karşımıza çıkan Toyota C-HR, Madrid’de düzenlenen global lansmanla otomotiv basınına tanıtıldı. 1999 yılından beri dünyada 9.5 milyondan fazla hibrit araç satan Toyota, bu teknolojiyi geliştiren, ilk seri üretimi gerçekleştiren marka olarak oldukça tecrübeli. C-HR ise gelişen SUV ve crossover pazarına sunduğu yeni silahı. Türkiye’de geçtiğimiz günlerde banttan inen model, tüm dünyaya Toyota Sakarya fabrikasından gönderilecek. Hatta çoktan Amerika ve Avrupa kıtasına sevkiyatı başladı bile.

Fiyat, motor ve yakıt performansı

C-HR’nin Türkiye’de pazara sunduğu iki motor bulunuyor. Bunlardan birisi 116 bg gücündeki 1.2 litrelik turbo benzinli motor. Düz vites olarak denediğim modelin performansı yeterli düzeyde. Fabrika verileri 5.9 l / 100 km ortalama yakıt tüketimi sunuyor, benim test ortalamam ise 7 litre civarındaydı. Gaz pedalını daha nazik kullanmak farklı sonuçlar verecektir. Durumu fiyat, donanım ve motor olarak ele alırsak, kasım 2016 itibari ile 83,850 TL etiketle satılan Advance paket oldukça mantıklı ve rakiplerini üzecek derecede iddialı. Gelelim hibrit versiyona; Yeni yapılandırılan 1.8 litrelik hibrit motor ise 122 bg güce sahip. 3.8 litre olarak verilen ortalamayı ben 5 ila 5.2 litre olarak gördüm. Bu rakam oldukça makul.

Otomatik vites olarak denediğim Dynamic paket ise oldukça şımartıcı. Özellikle aracın geçişler esnasında sergilediği performans beni memnun eden hibrit motoru, ÖTV teşviğini de arkasına alınca, 147 bin TL olması gereken fiyatı, kasım 2016 itibari ile 106,400 TL olarak ortaya çıkıyor. 40,600 TL’lik ÖTV farkı dikkat çekici.

Tasarım: Kendine Baktırıyor !

Madrid caddelerinde meraklı bakışları üzerine çeken C-HR tasarım konusunda oldukça yoruma açık bir model. Başlangıçta marjinal mimari ister istemez kendine baktırıyor. Sert ifadeli ön yüz, gündüz farlarını içine alan büyük LED aydınlatmalarla daha çekici olmuş. Ortada parlak bir kuşakla V formundaki kaputu tamamlıyorlar.

Ön ızgaralar tampon altına konumlandırılmış ve yan hava girişleri ile desteklenmiş. Yine sert çizgilerle kendini gösteren ön çamurluk arkaya doğru yükselen omuz çizgisine pas veriyor. Tavan ise coupe formunda, alçalarak arkaya doğru akıyor. Arka kapı kolunda birleşen, yukarı yönlü omuz ve alçalan tavan çizgisi bence tasarım karakterindeki en önemli unsurlardan.

 

 

 

Yine şişkin arka çamurluk kaslı spor mimariyi destekliyor. Arka tarafta ise dışarı çıkık duran aydınlatma üniteleri ortadan şık ve küçük bir spoiler ile birleşiyor. Camın üstünde ise spor coupe tasarımı tamamlayan büyük bir spoiler var. Arka çamurluklardan geriye doğru akan dışbükey tampon çizgileri ve 18 inç jantlar hipnotize edici etkiyi tamamlıyor.

Peki ya iç mekan ?

Sürücü koltuğu, diz mesafesi ve ön taraftaki ferahlık hissi oldukça iyi. Aracın dışı gibi içi de etkileyici. Akıllıca tasarlanmış saklama gözleri, arka kapılardaki bardaklık gibi detaylar oldukça kullanışlı. Arka tarafa oturduğumda alçalan tavan çizgisi ve küçük yan camlar ilk başta rahatsız edici görünse de, bence sağladığı alan boyutlarına göre gayet yeterli. Fakat ön taraf kesinlikle daha iyi. 300 litrelik bagaj yeterli seviyelerde ve 18 inç’lik yedek lastiğe ev sahipliği yapıyor. Bunu belirtmemin sebebi, Avrupa’ya gönderilen modellerde yedek lastik yerine tamir kiti bulunuyor ve hacim 377 litreye çıkıyor.

İnceleme: 2016 Toyota C-HR
İnceleme: 2016 Toyota C-HR

Sürücüye dönük şekilde tasarlanan orta konsol alt kısımlara doğru iyice size doğru yaklaşıyor. Üstünde ise 8 inç Toyota Touch 2 multimedya sisteminin dokunmatik ekranı yer alıyor. Görüşü engellemeyen yapısı ve tasarımını beğendim. Piano Black (parlak siyah) kaplamalar konsol, vites düzlüğü, direksiyon ve havalandırma kanallarında karşımıza çıkıyor ve premium yapıyı destekliyor. Hibrit versiyonda ise, ön konsol boyunca uzanan mavi ışık çizgisi kapı panellerinden devam ederek sürücüyü ve yolcuyu çevreleyerek bir bütünlük oluşturuyor. Kabin içindeki yüksek işçilik kalitesi beni etkiledi.

Toyota, ‘Sensual Tech’ adını verdiği iç mekanda - bu konuda yazının sonunda sizlere bir sürprizim olacak - teknoloji, fonksiyonellik ve görsel şöleni bir arada toplamayı başarmış. Sınıfına göre oldukça iyi seviyede olan kapı döşemeleri ve tavan, elmas kesitleri taşıyor. Ayrıca kullandığım versiyonda bulunan JBL marka hoparlör sistemi kristalize netlikte bir ses kalitesine sahip. Kabinde koyu gri, Siyah/Mavi, Siyah/Kahverengi seçenekleri renk alternatifi olarak sunuluyor.

Donanım listesi

Toyota C-HR, giriş seviyesi olan Advance pakette oldukça yüklü donanıma sahip, 17 inçlik alüminyum alaşımlı jantlar, çift bölgeli otomatik klima, 8 inçlik dokunmatik ekrana sahip Toyota Touch 2 multimedya sistemi, geri görüş monitörü, yağmur sensörü, hız sabitleyici, otomatik yanan farlar, LED gündüz sürüş farları ve elektronik park freni bunlardan bazıları. Üst versiyonlarda ise ısıtmalı koltuklar, akıllı giriş sistemi, karartılmış yan ve arka camlar, yarı parçalı deri koltuklar, Kolay Akıllı Park Destek Sistemi (S-IPA), 18 inç alüminyum alaşımlı jantlar ve çift renkli gövde gibi özellikler ekleniyor.

C-HR’da Türk imzası

Aracın geliştirilme aşamasındaki tüm sorumluluk Toyota Avrupa AR-GE başkanı Ahmet Karaman’a emanet edilmiş. Kardeşi Serkan Karaman ise Yaris dahil bir çok projede görev alan mühendislerden… Mehmet Fatih Kale, C-HR’ın içini tasarlayan isim. 36 yaşında, İstanbul Bakırköy doğumlu, 10 yıldır Toyota’da çalışıyor ve Sabancı üniversitesi mekatronik bölümü mezunu. Başarılı çalışmaları ile takdir toplayan Kale, Japonya’ya davet edilmiş.

Mustafa Kahraman, Mehmet Fatih Kara, Ali Çelik

Ali Çelik - Ahmet Karaman - Mehmet Fatih Kara

Açıklamalarında ‘’Avrupa AR-GE bölümünde çalışıyorum. Son üç yıldır C-HR projesiyle ilgili çok sık İstanbul’a gidip geldim. Özellikle tasarım, malzeme seçimi, duygusal kalite ve premium sürüş özellikleri üzerine çalışıyorum. Toyota’da biz buna Sensual Tech adını veriyoruz. Auris projesinde de çeşitli çalışmalarım oldu. Ortaya çıkan işler gerek merkez gerekse diğer ülkelerdeki üst yöneticiler tarafından takdir gördü. Toyota beni Japonya merkeze istiyor, yakında gidiyorum’’ diyen Fatih Kale, gelecekte karşımıza çıkacak araçların ağırlıklı olarak sürücü ve yolcu konforu odaklı olacağının altını çizdi. Kullanıcıların dış tasarımdan ziyade araç içindeki konfor ve fonksiyonellik unsurlarına eğildiklerini, Toyota olarak da bu konuda oldukça iddialı olduklarını sözlerine ekledi.

BONUS: Nedir bu ‘Hibrit’ dedikleri?

Kelime manası ‘Melez’… Araçlarda kullanılan ‘hibrit’ tabiri de aynı. Benzinli ve elektrikli motor aynı kaput altında çalışıyor. Peki neden? Konuya öncelikli olarak yakıt sarfiyatı olarak yaklaştığımız için öncelik tasarruf. Sadece bu kadar değil, hibrit araçlar ilk kalkışta elektrik motorunun gücünü kullanıyor. Belli hızlardan sonra (ortalama 60 km/s diyelim) benzinli motor devreye giriyor. Şöyle düşünün; sıkışık trafikte dur kalk yapa yapa ilerliyorsunuz. Motor çalışıyor ama titreşim yok, ses yok, egzoz gazı da yok üstelik benzin yakmıyorsunuz. Tasarruf + Konfor + Çevre. Sizin için öncelik hangisi?

Hibrit araçların elektrikli modellerden en büyük farkı, şarj prizi olmaması. Enerjiyi iki türlü sağlıyor. Birincisi her frene bastığınızda elektrik motoru duruyor, dönmeye devam eden lastiklerin gücü şarj olarak kullanıyor. Yani teknolojisi sadece motor aksamını değil, aracın dört bir yanını sarıyor. İkincisi benzin motoru devreye girdiğinde bataryaları doldurmaya başlıyor. Ekstra yük olmadan, dinamolarda oluşan elektrik kullanılıyor. Bir de Plug-In Hibrit olarak adlandırılan motorlar var, en büyük farkı fişe takılması. Daha uzun menzil ve güç sunuyor, bazı markalarda benzinli motor hibrit üniteye destek için bulunuyor.

Galeri: İnceleme: 2016 Toyota C-HR