Geçtiğimiz 5 sene içerisinde otomotiv sektöründe en çok konuşulan konunun elektrikli araçlar olduğuna eminim. ‘Çevreci’, ‘sürdürebilir’ olmak otomobil sektörünün ana hedefi. Otomobil markaları ana üreticiler, bir de onlara üretim yapan yan üreticiler yani tedarikçiler var. Tedarikçilere malzeme sağlayan hammadde üreticilerini de unutmayalım.

Kısaca günümüzde otomobil üretmek demek organize olmayı, kendi ekosistemini yaratmayı gerektirdiği gibi artık çevreci ve sürdürebilir olmayı da gerektiriyor. Peki çevreciliğin ne yolu elektrikli otomobillerden mi geçiyor dersiniz?

Lightyear One

Lightyear adındaki girişim güneş enerjisiyle çalışan bir otomobil üretmişti. Başlangıç fiyatı 250.000 Euro olan otomobil şimdilik sadece 964 adetle sınırlı. Markanın İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Tom Selten,

“Lightyear 01, standart bir elektrikli araca kıyasla yüzde 80 oranında daha az şarja ihtiyaç duyuyor. Üstelik aynı pil paketini kullanan bir elektrikli araçla kıyas ettiğinizde iki kat daha fazla menzile sahip olabiliyorsunuz.”

Peki güneş enerjisi ile çalışan otomobiller kendilerine otomotiv endüstrisinde yer bulabilecekler mi? Bu soruya cevap vermek için Lightyear 01’in nasıl bir otomobil olduğuna detaylıca bakmak gerekiyor. Otomobille ilgili en ilgici şeyin sürtünme katsayısı olduğunu söylemeliyim. 0.19 cd’lik sürtünme katsayısına sahip olan Lightyear 01’in 1.575 kg ağırlığında olduğunu da belirtelim. Beş metreden daha fazla uzunluğa sahip bir otomobil için fena olmayan veriler!

Lightyear 01 modelinin üretimi henüz başladı ve şimdi bütün otomotiv endüstrisi olarak, güneş enerjisiyle yol alabilen bir otomobilin pratikte ne denli işe yarayıp yaramayacağını göreceğiz. Eğer gerçekten lanse edildiği gibi kullanıcı dostu bir kullanım sunarsa, otomobilin devamının geleceğini de biliyoruz.

“Amacımız, üretim hacimlerini 100.000 adede çıkarmak. Lightyear 02 hem ABD’de hem de Asya pazarında daha erişebilir ve kitlesel pazarların hedeflendiği bir model olacak.”

Siz güneş enerjisiyle çalışan otomobiller için ne düşünüyorsunuz?