Alpine A110
2017’de küllerinden yeniden doğan Alpine’in en ünlü modeli şüphesiz A110. Modern versiyonu mid-rear, yani arka-orta motor düzenine sahip olan aracın orijinali ise arkadan motor arkadan itiş düzenine sahipti.
1961-1977 arasında üretimde kalan Alpine A110 1.1-1.3 litre arasında değişen Renault R8 Gordini, 1.5 litrelik Lotus ve 1.3-1.6 litre arasında değişen dört silindirli Renault motorlarından beslendi. Fiberglas gövdeye sahip araç orijinal olarak 95 bg’le yola çıktı. Daha sonra 1600S türevleri 125 bg güç ve 210 km/h azami sürat gibi etkileyici değerlere ulaştı.
BMW i3
Aslında sadece arkada motor bulunduran tüm EV’ler bu kategoriye giriyor ancak BMW i3 çok farklı dizaynı ve arkaya enlemesine yerleştirilen motoru ile listeme girdi. Mesela VW ID.3’ün giriş versiyonu, Enyaq iV’nin giriş versiyonu da buna dâhil edilir.
22, 33 ve 42.2 kWh kapasiteye sahip 3 farklı bataryadan beslenen i3’ün güç değeri standart modelde 170, i3s’te ise 186 bg. 100 km/h’e 6.9 saniyede ulaşan i3s yerine uzun menzilli modeli isterseniz tek şarj ile 260 km yol yapabiliyorsunuz.
Porsche 911
1964 yılında tanıtılan Porsche 911, arkadan motor ve arkadan itişin belki de en büyük temsilcisi. Ferdinand “Butzi” Porsche’nin 1959’da 356’nın daha güçlü versiyonu olarak geliştirdiği otomobil 1963 Frankfurt Otomobil Fuarı’nda tanıtıldığında işlevsiz, tek fanlı 901 motoruna sahipti ancak gelişim Type 745 adı verilen çift fanlı hava soğutmalı H6 yani 6 silindirli Boxer ünite ile yapılmıştı.
İlk başta 901 olarak planlanan otomobilden 82 adet üretildikten sonra isim, Peugeot’nun ortasında sıfır olan araçların hakları göstererek itirazı üzerine 911’e dönüştü ve Nine-Eleven doğdu. Temel konsepti her zaman 6 silindirli, arkaya yerleştirilmiş Boxer motor olan 911, 996 kodlu jenerasyona kadar hava soğutmalı ünitelerle yola çıktı ve bu jenerasyonla beraber su soğutmaya geçildi.
130 bg’le yola çıkan Porsche 911’lerin güncel nesil örneklerinde giriş gücü artık 450 bg.
Renault Twingo III
Şimdi size sahip olmak için yanıp tutuştuğum, üçüncü nesil Renault Twingo’yu anlatacağım. Smart ForTwo ve ForFour ile aynı platformu paylaşan A segmenti hatchback’in Mk3’ü 2014 yılında tanıtıldı.
Selefinden 10 mm daha kısa olan Twingo, 5 kapılıydı ve motoru arka kısımdaydı. Üzerine bir de arkadan itiş olması ile gönülleri fetheden Twingo geçenlerde bir de Z.E. adlı elektrikli versiyona kavuştu. İçten yanmalı versiyonları 1.0 atmosferik ve 0.9 turbo motordan beslenen Twingo’nun GT’si 110 bg güç, 170 Nm tork sunuyor. 100 km/h’e 9.6 saniyede ulaşan minik bir hatch...
Skoda 110R Coupé
Listedeki iki Çekoslavakyalı ya da yeni adıyla Çekyalıdan ilkiyle beraberiz. Doğu Avrupa ülkesinin adı telaffuz edildiğinde şu anda akıllara doğrudan Skoda geliyor. Enyaq iV’yi tanıtarak gözleri üzerine çevirten Skoda’nın zamanında gerçekten spor modelleri de bulunuyordu. Bunun en güzel ve en özel örneklerinden birisi de 1000 ve 1100 MBX’in halefi olarak tasarlanan 2 kapılı coupe 110R Coupe idi.
Gücünü o dönem Skoda 110LS sedan ile de paylaşılan ve arkaya yerleştirilen Type 720 üstten eksantrik miline sahip dört silindirli 1.1 litrelik motordan alan araç DIN normlarına göre 52 bg güç üretiyordu. 4 ileri manuel şanzıman yardımıyla 145 km/h’e kadar çıkabilen arkadan itişli aracın 0-100 km/h ivmelenmesi ise 18.5 saniyeydi.
Tata Nano
Arkadan motor-arkadan itiş düzenini modern dünyada temsil eden ilk araç Tata Nano. 2008 yılında motosiklet ve scooter sürücülerini hedefleyen RR düzenli araç yaklaşık 10 sene piyasada kaldı.
Ucuz Hint iş gücü ve minimum seviyede çelik kullanımı ile fiyatı oldukça uygun tutulan Tata Nano gücünü 624 cc’lik iki silindirli motordan alıyordu. 3 metre civarı uzunluk, sadece 635 kg’a kadar ulaşabilen ağırlık ve 4 ileri manuel/5 ileri yarı otomatik şanzıman sayesinde bu minnak 38 bg güç, 51 Nm güce sahipti. Her ne kadar 60 km/h sürate 30 saniyede ulaşsa da Nano ortalama 4.24 litrelik tüketimi ve o dönemde 1.000 $’a denk gelen 100 bin Rupi’lik fiyatıyla dikkat çekiyordu.
Tatra T77
Çekyalı marka Tatra’nın ilk “aerodinamik otomobil” olarak kabul edilen 77 modeli, tarihin en ünlü arkadan motor ve arkadan itiş düzenine sahip araçlardan. Hans Ledwinka ve Paul Jaray tarafından geliştirilen araç ilk olarak 60 bg gücünde 2.97 litrelik hava soğutmalı V8’den besleniyordu. Daha sonra güç 75 bg’e, hacim ise 3.4 litreye çıktı.
İddialara göre 0.212 kadar çok düşük bir hava sürtünme katsayısına sahip olan 1935 Tatra T77a, 150 km/h hıza çıkabiliyordu.
Tucker 48
Geçmişte kalmaya da devam edelim biraz. Şimdi anlatacağım araçtan sadece 51 adet üretildi çünkü 1948’de başlayan üretim 3 Mart 1949’da firmanın batışıyla sonlandı. Evet, Tucker 48’den bahsediyorum.
Tıpkı Porshe 911 gibi dört tekerleğinde de bağımsız süspansiyona yer verilen Tucker 48’in orijinal satış fiyatı 1.000 $ olarak hedeflenmişti ancak gerçekte istenen rakam 4.000 $ olunca üreticinin neden battığını aşağı yukarı anlayabiliyorsunuz.
334.1 kübik inç yani 5.475 litrelik 6 silindirli Boxer motordan beslenen otomobil 166 bg güç, 504 Nm tork verebiliyordu.
İlginç bir bilgi, Tucker 48’in lansmanı da bir facia ile başlamış zaten çünkü tanıtımdan bir gün önce çok ağır olan prototiplerdeki bağımsız süspansiyonlar üretim versiyonu bile 1.900 kg’a ulaşan ağırlığı kaldıramayıp kırılmışlar. Motorda da çeşitli sorunlar çıkmış çünkü 589 kodlu ünite o kadar gürültülüymüş ki Tucker yönetimi müzik grubuna ellerinden geldiğince yüksek sesle performans vermelerini söylemiş.
Volkswagen Beetle
Şimdi Porsche 911 denildiğinde Volkswagen Beetle konuşulmadan olmaz. Adolf Hitler’in emri üzerine 1934’de mühendis Ferdinand Porsche ve oğlu Ferry Alman halkı için bir otomobil tasarlamakla görevlendirildi. Bu araç tahmin edeceğiniz üzere Beetle idi ve savaştan dolayı üretimin sarkması üzerine otomobil daha ileri bir tarihte piyasaya sürüldü.
Savaş suçları dolayısıyla Ferdinand ve oğlu tutuklandı ve 22 aylarını hapiste geçirdi. O dönem Porsche ekonomik açıdan zor bir durumdaydı ve resmi adı Typ 1 olan Beetle üretiminden “royalty” yani telif ödemesi almaları üzerine bir efsane doğdu – 911.
Type 1 Beetle’da 25 bg’lik bir hava soğutmalı VW motoru bulunuyordu ve araç Alman otobanlarındaki hız sınırı olan 100 km/h’e ulaşmak üzere tasarlanmıştı. Sonrasını zaten tarih yazdı: 21 milyon 529 bin 464 örnek ile Beetle, tek bir platformda üretilen ve en uzun süre yaşayan otomobil unvanını aldı.
ZAZ Zaporozhets
Listemizi Slavlar ile noktalıyoruz. Ukraynalı ZAZ’ın 1958 itibarıyla üretimine başladığı Zaporozhets de arkadan itiş ve arkadan motor felsefesini benimsemişti. 1994’e kadar üretimde kalan bu otomobilin ZAZ-965, ZAZ-965A, ZAZ-966, ZAZ-968 ve ZAZ-968M versiyonları bulunuyordu. İlk başta 746 ve 887 cc motorlar kullanan araç ikinci neslinde 1.2 litrelik üniteye geçiş yaptı. Güç değerleri ise 23, 30 ve 40 bg idi.
Newest slideshows
12 / 12