Otomotiv Distribütörleri Derneği, kısa adıyla ODD, her zaman olduğu gibi aylık satış raporlarını ve pazar değerlendirme verilerini paylaştı. Mart ayı sonuna geldiğimiz için hem bu ayı, hem de ilk çeyreği 2019 ile karşılaştırabiliyoruz.

Satış adetlerini zaten dün sizlerle hem sitemizde, hem de Instagram hesabımız üzerinden paylaşmıştık. Bugün, pazardaki trendlerin nasıl seyrettiğinden ve koronavirüs (COVID-19) salgınının Avrupa ve Türkiye’deki görülmüş ve görülebilecek etkilerinden bahsedeceğiz.

İlk olarak gelin 2020 Ocak ve 2020 Şubat verilerine bir göz atalım. 2017’de milyon barajına yaklaşıp sonra fiyatların fırlaması ile kan kaybederek 620 bin 937 adede gerilemişti. Mart ayına kadar 2017’yle aynı çizgiyi tutturan 2018, ekime kadar büyük bir düşüş yaşadıktan sonra ÖTV indiriminin katkısıyla grafikteki ivmeyi yukarı yöneltmeyi başarmıştı.

Kötü geçen 2018 sonrasında otomotiv endüstrisi teşviklerin devamı ve iyileştirilmesi için diretti ve ÖTV indirimleri 2019’un ortasına kadar sürdü ancak sonrasında kaldırıldı. Ancak 2018’deki panik havası, markalar tarafında 2019’da pek görülmedi diyebiliriz zira firmalar bir önceki yıldan ders aldıkları için stok yönetimini daha iyi yaptılar ve 2019’daki düşüş oranı, 2018’de yaşanan %35’ten daha az (%23) gerçekleşti ve toplam satışlar 497.060 adedi buldu.

Şimdi gelelim günümüze. Matrahlarda yapılan çeşitli düzenlemeler haricinde vergilerde pek bir değişim yaşanmadı ancak TL’nin özellikle USD ve EUR karşısında değer kaybetmesi ile fiyatlarda ciddi çalkalanmalar gördük. Stok yönetimi konusunun “daha iyi” yapıldığını söyledik ancak 2020’de gördüğümüz tablo aslında bu dönemde araç tedarik sürecinin geciktiğini anlatıyor çünkü fiyatlarda herhangi bir düşüş olmadı, aksine artış var.

Sıfır otomobil fiyatlarındaki bu artışa bir de şu sıralar herkesin ortak problemi “Bayilerde araç yok!” eklenince ikinci el piyasası da roket gibi tırmanmaya başladı. Şu anda liste fiyatından pahalıya satılan ikinci el “yeni” araçlar, otomobil istiyorsan durum bu minvalinde şişirilmiş fiyatlar gibi konuları daha sonra ele alacağız. Şimdi gelin 2020’nin ilk çeyreğinde piyasalarda ve trendlerde ne gibi değişiklikler var onlara göz atalım.

2020 Mart’ta Avrupa genelinde binek otomobil pazarında %38-%86 arasında düşüş var; Türkiye’de %1.6 artış var. 2019 Mart’ta düşüş oranı azalırken bu sene artış oranı ciddi şekilde düşmüş. Sebep büyük ölçüde COVID-19 ancak hâlâ bayilerden araç alımı devam ediyor. Eğer 7 Nisan’da (ikinci 14 günlük süreç bitimi) bir karar çıkarsa, 2019 Nisan 30 bin seviyesinde gerçekleştiği için yine artışta azalma, ya da çok az düşüş görebiliriz. Satışların sıfıra yakınsaması durumunda ise 33 bin ve 42 bin satılan Mayıs-Haziran’da çakılma yaşarken geçen yılın en zayıf ayı temmuzda ve ondan biraz daha iyi çıkan ağustosta daha hafif bir düşüş görülebilir.

Öte yandan eğer Avrupa’ya satılmayan araçlar ülkemize yönlendirilirse ve Türkiye olarak salgına karşı sıkı önlemler almamış olursak Nisan-Mayıs sürecinde tıpkı mart gibi hafif artış, haziranda düşüş, temmuz itibarıyla da toparlandığımızı varsayarsak iyi bir sıçrama görebiliriz.

2020 Ocak-Mart satış grafikleri

Ancak 2020 Ocak itibarıyla görülen artış aslında suni. Bunun sebebi de 2019’un ortasından itibaren sipariş edilen araçların teslim sürecinin neredeyse 3 ay sürmesi. Anlayacağınız Ocak’ta trafiğe kaydedilen bir otomobil 2019’un son çeyreğinde sipariş edilmiş olabilir. Benzer durum şu anda da devam ediyor. En basitinden şahsen yeni teslim aldığım aracım için konuşmalar ve sipariş süreci ocak ayının sonunda başlamıştı.

Verilere kabaca baktığımızda toplam pazarın çok zor geçen 2019’a göre toplamda 1 ay önde olduğunu görüyoruz. Şimdi, rakamları derinlemesine inceleyelim.

ODD’nin verilerine göre 2019 ilk çeyreğinde 1.6 litre altında motora sahip yeni otomobiller pazarın %94.35’ini oluşturuyormuş. 2020’de aynı süreçte bu oran %45’lik artışla %94.57’ye çıkmış. Adetler ise 64.921’den 94.224’e çıkmış.

Motor Hacmi Yakıt Tipi

2019 Ocak-Mart

(Adet)

2019 Ocak-Mart

(Pay)

2020 Ocak-Mart

(Adet)

2020 Ocak-Mart

(Pay)

Değişim 

≤ 1600 cc

Benzin/Dizel 64.921 94,35% 94.224 94,57% +45,1%
1601 cc - ≤ 2000 cc Benzin/Dizel 1.789 2,60% 1.638 1,64% -8,4%
≥ 2001cc Benzin/Dizel 225 0,33% 158 0,16% -29,8%
≤ 1600 cc Hibrit 42 0,06% 39 0,04% -7,1%
1601 cc - ≤ 1800 cc (>50KW) Hibrit 1.731 2,52% 2.950 2,96% +70,4%

1600-2000 cc motora sahip araçların sayısı ise 151 adet düşerek 1.638’e gerilemiş 2020’nin ilk çeyreğinde. 2019’da 1.789 ile %2,6 pay tutan bu kategorinin 2020’deki payı %1,64’e gerilemiş.
2000 cc üstüne olan talep de %29,8 oranında düşerken pazar payı %0,33’ten %0,16’ya gerilemiş. Hibrit araçlarda ise durum biraz karışık. Genel olarak artış var ancak belli kategoriler düşüş yaşamış. Bu özellikle hibritlerde seçilebiliyor. 1.6 litreden küçük içten yanmalı motor taşıyan otomobillerden 2019’un ilk çeyreğinde 42 adet satılırken 2020’de bu sayı 39. Hyundai Ioniq’in gidişi ile yalnız kalan KIA Niro’nun pek talep görmediğine yorulabilir bu durum.

Emisyon oranlarına göre baktığımızda en büyük artışın 100-120 gCO2 / km değerine sahip otomobillerde yaşandığını görüyoruz. Bu veriler genellikle 1.2-1.6 litre hacimli otomobillerde görülür. Ondan sonraki en yüksek pay da yine benzer motor hacminde yakalanan 120-140 g bandı.

CO2 emisyonu (g / km) 2019 Ocak-Mart (Adet) 2019 Ocak-Mart (Pay) 2020 Ocak-Mart (Adet) 2020 Ocak-Mart (Pay) Değişim
< 100 g / km 12.089 17,57% 13.533 13,58% +11,94%
≥ 100 - < 120 g / km 24.330    35,36% 41.408 41,56% +70,19%
≥ 120 - < 140 g / km 20.559 29,88% 28.111 28,22% +36,73%
≥ 140 - < 160 g / km 9.559 13,89% 14.458 14,51% +51,25%
≥ 160 g / km 2.275 3,31% 2.120 2,13% -6,81%

100 g altında CO2 salımı ise ya hibritlerde, ya elektriklilerde, ya da 1.0-1.3 litre hacimli otomobillerde karşılaşılan bir durum. Ancak artış oranlarına bakıldığında ikinci sırada 140-160 gr / km CO2 emisyonu ile karşılaşıyoruz. Bu da 1.6-2.0 arasındaki otomobillere, yüksek ihtimalle çoğunlukla 2.0 dizellere yönelik talebin de artmaya devam ettiğini gösteriyor. Yani çevreci bilincin artmasından değil, paramızın yetmemesinden dolayı düşük emisyonlu otomobillere yöneliyoruz.

Ülkemizde süre gelen dizel aşkının da 2020 itibarıyla kırıldığını görüyoruz. Bunda aslında markaların da payı büyük çünkü bir zamanlar B segmentinde de bolca gördüğümüz dizel otomatik kombinasyonu giderek azalmaya başladı. Ayrıca son dönemde Brent petrol fiyatında yaşanan dalgalanmalardan da dolayı dizel –vergilerinden dolayı- benzinden pahalı hâle gelince insanlar ilk alıştaki 10-15 bin TL’lik farkı ödemekten imtina etmeye başladı.

Motor Tipi 2019 Ocak-Mart (Adet) Segment içindeki pay 2020 Ocak-Mart (Adet) Segment içindeki pay Değişim
Benzin 27.227 39,57% 46.381 46,55% +70,35%
Dizel 37.384 54,33% 44.694 44,86% +19,55%
LPG 2.324 3,38% 4.945 4,96% +112,78%

Hibrit

1.834 2,67% 3.503 3,52% +91,00%
Elektrik 43 0,06% 107 0,11% +148,84%

Segment dağılımına baktığımızda ise daha önce de belirttiğimiz gibi her ne kadar faizler düşmüş olsa da kredide uzun süreli ya da yüklü borç altına girmek istemeyen insanlar, bütçelerini limitleyerek şu anda 100.000-300.000 TL arasında satın alınabilen A, B ve C segmenti otomobillere yöneldi. Bu üç segment, ilk çeyrekte satılan araçların %83,4’ünü oluşturuyor. Bu grup içindeki kırılım da %61,3 ile C segmenti (geçen yıl %61,4’tü), %21,7 ile B segmenti (2019’da %23,3 idi) ve %0,4 ile A segmenti şeklinde. Geçen sene toplamda 992 adet satılan bu segment ilk 3 ayda 381 satış yakalamayı başardı ki bu da daha 9 ay olmasına rağmen geçen yılın %38,4’ünün tamamlandığını gösteriyor. Şahsen burada yeni Hyundai i10’un güçlü bir seçenek olup yine grubunu lider kapatacağını düşünüyorum.

Benzer hesaplamaları B segmenti için yaparsak 21.707 adet satışın geçen seneki 92.452 tane otomobile oranla %23,4’e tekabül ettiğini görüyoruz. Burada bir düşüş söz konusu, kabul ediyorum. Fakat yeni Opel Corsa ve Peugeot 2008 gibi makinelerde yaşanan sırayı, keza yeni Renault Clio’da da kuyruklar oluştuğunu hatırlatalım. Bu otomobiller güçlü satışlarla geliyorlar çünkü hepsi neredeyse C segmentini yakalamış durumda. Bu yüzden “eğer her şey normal giderse” B segmentinin de tek başına 110 ile 120 bin arasında satış yakalaması muhtemel.
C segmentinde ise geçen sene satılan toplam otomobil adedinin %88,73’ünü karşılayan bir grafik görüyoruz. Geçen yıla göre %0,1 pazar payı kaybeden segmente olan talep hâlâ güçlü çünkü en fazla model çeşitliliği yine bu kategoride.

2020 Ocak-Mart segment dağılımı
2020 Ocak-Mart segment dağılımı
 

Son olarak kasa tipi ve otomatik şanzımanlara bakalım. Tahminleriniz tutmuştur, vazgeçemiyoruz sedanlardan ancak oran geçen yıl aynı süreçte %52,2 iken 2020’nin ilk çeyreğinde %47,9’a inmiş. Tabii ki buradan en çok çalan gövde tipi ise SUV olmuş. Geçen yıl payı %23,0 olan yerden yüksek hatch’ler bu yıl pazarın %28,9’unu oluşturmuş. Benzer şekilde hatchback otomobiller de kan kaybetmiş SUV’lere karşı ve %20,5 ile üçüncü sırada yer almışlar.

Vites seçeneğine bakarsak 2019 ilk çeyrekte %63,69 olan otomatik şanzıman tercihi 2020’de 71.246 adede yükselerek payını %71,51’e çıkarmış. Segment segment bakarsak da özellikle C segmentinde otomatik şanzıman seçiminin neredeyse her 2 otomobilden 1’i şeklinde yapıldığını görüyoruz. B segmentinde azalan otomatik şanzıman payı ise insanların yine de bu otomobillerde dizel tercih ettiğine işaret ediyor olabilir. Öte yandan D segmentinde manuellerin artması da, filo kullanımına sunulan araçların ekseriyetle giriş paketi olmasına yorulabilir.

Otomatik Şanzıman 2019 Ocak-Mart (Adet) 2019 Ocak-Mart (Pay) 2020 Ocak-Mart (Adet) 2020 Ocak-Mart (Pay)
A (Mini) 130 82,80% 352 92,38%
B (Entry) 7661 47,75% 10.737 49,69%
C (Compact) 26.446 62,60% 43.576 71,37%
D (Medium) 7.910 57,19% 13.825 91,03%
E (Luxury) 1.351 100,00% 2.262 100,00%
F (Upper Luxury) 329 100,00% 494 100,00%

Peki, bu kadar veriyi nasıl okumamız lazım? Bunun için ismini paylaşmak istemeyen bir uzmanımızdan da fikirler alarak bazı bilgiler edindik ve sonuçlara ulaştık.

Geçen yıl son çeyrekten itibaren arz-talep dengesizliğinden dolayı hemen araç teslimi isteyenler ikinci ele kaydı. Bu yüzden ikinci elde aralık, ocak ve şubat aylarında normalde %1 düşüş olması gerekirken %5'erlik artışlar oldu. Ocak-Şubat’ta biraz daha düşüktü ama martın ikinci haftasına kadar ikinci el fiyatları arttı. Koronavirüs salgınından dolayı martın üçüncü haftasında %3 düşüş oldu ikinci fiyatlarında. Bir sonraki hafta yaşanan düşüş ise %4,5 olarak gerçekleşti. Marttaki ikinci el talebi, ocak ve şubata göre %15 azaldı.

Her ne kadar son dönemde bir düşüş gözlense de, sıfır fiyatları çok tırmandığı için ve stok sorunu yaşandığı için insanlar daha hızlı erişim sağlayan ikinci ele yöneldi. Burada hem bireysel satıcıların, hem de bayilerden sıfır araç alıp plakalayarak satan galerilerin etkisi büyük. Aslında “galeri” sahipleri bir nevi şu an hem ikinci el, hem de sıfır piyasasını belirliyor diyebiliriz. Buna rağmen insanlar hâlâ otomobil almaya devam ediyor çünkü ikinci elin sıfırı yakalaması, araçları bir nevi yatırıma dönüştürdü. Düşünce metodu basit: “Sıfır aldıktan sonra üzerine koyup satmam mümkün, yoksa binerim.”

Bu yüzden ilk çeyrekte yaşanan sıfır piyasasındaki yukarı yönlü ivme, ikinci el ile birlikte devam edecektir. Ancak COVID-19 salgını eğer insanları evlerine kilitlerse en azından tescil işlemleri mümkün olmayacağı için -ve yeni araç girişi sıfıra yaklaşacağı için- rakamlar düşecektir. Bakalım pandemi, fiyatlar ve ikinci el trendi gerçekte bize neler gösterecek?