Honda Civic Type R, birçok beklenti ve bol bol aerodinamik kitle piyasaya sürüldü. Fakat hot hatch ailesinin tepesine oturmak isteyen bu aracın, iddiasını gerçeğe dönüştürebilmek için önce favorimiz olan bir otomobili yenmesi gerekiyor; Ford Focus RS.

Yine mi yeni bir Type R?

Evet. Şayet bir önceki, FK2 kodlu Type R'ın sadece iki yıldır satışta olduğunu düşünüyorsanız yanılmıyorsunuz. O araç Civic'in yaşamının son döneminde hazırlanmıştı. FK8 olarka bilinen araçsa tamamen yeni bir otomobil.

Farklı görünüyor. Hem de çok...

Hot hatch modellerinde göze batmak önemli. Bunu Civic Type R'dan iyi yapabilen otomobil sayısıysa az. Hatta Focus RS bile bu araç yanında sönük kalıyor. Bariz şekilde Type R'in üzerinde birçok farklı çizgi var ve şu ana kadar aldığımız geri dönüşlere bakarsak bu çizgiler bazılarına biraz fala gelebiliyor.

Her neyse, eklenen bütün spoiler ve deflektörler birkaç km/s daha fazla sürat, birkaç ondalık saniye daha kısa hızlanma ve yere bastırma kuvveti için tasarlanmış. Örneğin tavanın arka kısmındaki yapılar vortex üreticiler olarak biliniyor ve havayı dev arka kanadın üzerine doğru yönlendiriyor. Bu parçanın şekli, Honda'nın WTCC yarış takımı tarafından geliştirilmiş.

Tamam her şeyi anladık, peki hangisi daha iyi? 

İlk sayılar Honda'ya gidiyor. Geriye doğru itilen benzin deposu sayesinde koltuklar alçaltıldığından sürüş pozisyonu daha başarılı. Hatta güncel araç, öncekinden 50 mm daha alçak bir pozisyon sunuyor. Civic'in yanında Focus, bir ticari araçmış gibi hissettiriyor.

Bunun ardından Ford'un içerisinde dikkatiniz, sıkıcı kokpit ve orta konsolun üzerinde yer alan üç küçük gösterge tarafından çekiliyor. Honda, bu bölüme bariz şekilde daha çok önem vermiş. Kırmızı renkli detaylar ve alüminyum vites topuzu çok daha orijinal görünüyor.

Maalesef her iki otomobilin de bilgi-eğlence sistemi çok güzel değil. Honda'nın fiziksel butonları yok etmesi sizi dokunmatik yüzeylere mahkum bırakırken Ford'un navigasyon sistemi neredeyse hiçbir yolu bulamıyor. Şayet bilgi-eğlence sistemi harika bir hot hatch istiyorsanız bir Volkswagen Golf R alabilirsiniz.

Hangisi daha hızlı?

Bu bölümde RS geri dönüyor. Üstelik ciddi şekilde. Şayet trafik ışıklarından kalkış hakkında konuşacak olursak RS, 2.3 litre hacimli motoru sayesinde Type-R'ı dövüyor. Turbo besleme sayesinde 350 beygir güç üretebilen motor bu gücü dört tekerleğe birden yolluyor. 0'dan 100 km/s sürate ulaşma süresi olarak verilen 4.7 saniye de Honda'nın kapatabileceği türden değil.

Type-R'ın ilk hızlanma performansının daha kötü olacağı zaten tahmin ediliyordu. 2 litre hacimli, turboşarjlı motoru 306 beygirden 316 beygire yükselen gücüne rağmen Focus RS'inkinden güçsüz. Bununla birlikte Civic Type-R'ın hareketli hale geçtikten sonraki performansı, Focus RS'e daha çok yaklaşmış.

Maksimum sürati de aerodinamik düzenlemeler sayesinde artmış ve doğru şartlar altında Type-R'ın tur zamanları Focus RS'inkinden iyi olabilir. Aracın yaklaşık olarak 150 kg hafif olmasını bir kenara bırakacak olursak Honda'nın ön aksında sunduğu delikli Brembo diskler, Ford'un düz Brembo'larından daha güçlü bir fren hissine sahip. Üstelik sürekli koşturduğunuzda fren hissi de çok daha az kayboluyor.

Hangisinin sürüşü daha başarılı?

Bu, büyük ölçüde sizi neyin eğlendirdiğine bakıyor. Ford, sizlere çıgınlık yapmak için daha çok seçenek sunuyor. İster 6.400 d/d'lık kırmızı çizgiyi kovalayın, ister bol torklu motorun düşük devirlerde sunduğu çekiş gücünün tadını çıkarın. Hatta isterseniz drift modu sayesinde arkayı toparlamaya bile çalışabilirsiniz. Diğer taraftan Honda motoru, dikkatli olmazsanız sürekli 6.500 d/d'da bulunan devir kesiciye yakalanan bir canavar.

Her iki otomobil de yüksek süratlerde çizgisine sadık bir portre çiziyor. RS'in dört tekerlekten çekiş avantajına Honda, daha uzun bir aks mesafesi ve daha komplike bir arka sispansiyon sistemiyle karşılık veriyor.

Honda, daha hassas olmayı ve devir bandının tepesinde kalmayı ödüllendirirken hızlı direksiyon kutusu ve içte kalan ön lastiğe uygulanan hafif frenle virajlarda da çizgisine sadık. Gaza yüklendiğinizde kolunuzu zorlayan bir tork yönlendirmesi yaşanmazken tersine Type-R, süratini sürekli artırmayı başarıyor.

RS ise tam bir çılgın. İnce ve bozuk bir yolda gövde hareketleri çok daha abartılı fakat otomobi sizinle sürekli iletişim halinde. Viraj çıkışlarında gaza yüklendiğinizde gücün ön akstan arkaya yönlendiğini hissedebiliyorsunuz. Ayrıca ralli otomobillerinde olduğu gibi egzoz sesleri size çok daha eğlenceli bir sürüş sağlıyor.

Honda'nın vites kolu başarılı bir çalışma karakteristiğine sahip. Bununla birlikte bazı eski Type-R modellerinin hızını bu ünitede bulmak zor. Ford'un vites değişimleri 6 viteste de aynı seriliği sunsa da Honda'nın mekanik hissinin Focus RS'te olmaması kötü.

Peki Type-R günlük yaşam için daha mı iyi?

Evet, eskisinden çok daha iyi. Eski Civic Type-R kuruda harikaydı ve ıslak yollarda korkuturdu. Ayrıca yol zemini bozuldu mu böbrek taşlarınızı düşürebilecek sertlik sunuyordu. Şimdiyse Civic çok daha yaşanır bir otomobil haline gelmiş. Hatta bir konfor modu bile bulunuyor.

Arka spoilerin tasarımı öyle yapılmış ki iç aynadan bakıldığında görüşünüz perdelenmiyor. Ayrıca sunulan 420 litre hacimli bagaj da Focus RS'in 260 litrelik yük bölümünden çok daha başarılı.

Zor bir seçim. Fiyatlar birbirine çok yakın. Hangisini seçelim?

Şayet pistlerde bolca vakit geçirmeye niyetliyseniz Civic Type-R. Otomobil, önden çekişli bir aracın ulaşabileceği maksimum performansı zorlamaya devam ediyor ve hassas kullanımı ödüllendiren bir karaktere sahip. Süper canlı motor ve harika ayarlanmış mekanik kumandalar da cabası.

Bununla birlikte daha çok yol zemininde ve da uzun süre yüzünüzü güldürecek olan otomobil Focus RS. Ekstra güç ve dört tekerlekten çekiş sistemi yolları dize getiriyor. Arka ağırlıklı çekiş sistemi, normalde önden çekişli otomobillerde görülebilen canlılığı otomobile kazandırmış. Yeni Civic Type-R gerçekten çok başarılı olsa da Focus RS tam bir klasik olmaya aday.