Dacia'nın, bazı pazarlarda Renault markasıyla da sunduğu küçük elektrikli SUV modeli Spring sonunda Türkiye'ye ulaştı. Avrupa pazarlarında yaklaşık iki yıldır satışta olan otomobili ilk olarak Marmaris'te kullandık.

Çin'de üretilen elektrikli otomobillere getirilen %40'lık ek gümrük vergisi nedeniyle fiyatı aslında çok aşağı inmese de Türkiye'de alınabilecek en uygun fiyatlı, 4 kapılı modellerden olan Spring'in ilk izlenimleri bakalım nasıl.

Dış tasarımı incelediğimizde Spring'in cesur bir duruş sunduğu söylenebilir. Çift katlı far tasarımı, 14 inç çaplı ve siyah renkli jantlar, yerden yüksek yapı ve Extreme donanım paketinin getirdiği bakır renkli detaylar dikkat çekici.

Tasarım dilinin iç mekana geçtiğimizde biraz tersine döndüğü söylenebilir. 20 yıl öncesinin Renault parçalarıyla karşılandığınız bölümde yerleşimin mantıklı olmasıysa olumlu. Hatta orta konsolda dokunmatik kumandaların olmaması güzel bir gelişme.

Aslında aracı B segmentine konumlandıran Dacia'nın bu kararı biraz talihsiz olmuş zira B-SUV segmentinde yaşanan çekişme şu anda başka hiçbir yerde yaşanmıyor. Sadece elektrikli seçeneklere baksak bile Opel Mokka-e ve Peugeot e-2008 gibi araçların varlığı Dacia'nın bu konuyu bir kere daha düşünmesi gerektiğini gösteriyor.

Aracı A-SUV segmentine konumlarsak sorun ortadan kalkıyor ve arka koltukların geniş olmaması da önemini yitiriyor. Hatta bu durumda bagaj hacminin gayet büyük olduğu söylenebilir.

Son olarak motor ve pillerden bahsedecek olursak; Dacia Spring, Türkiye'ye 65 beygir güç üretebilen motor ve 26.8 kWh kapasiteli bataryalarla ithal ediliyor. Tam bir şehirli olan aracın dönüş çapı 9.5 metre olarak açıklanırken trafikte menzili 300 km'nin üzerine çıkıyor.