Türkiye Otomobili Girişim Grubu (TOGG) Üst Yöneticisi Gürcan Karakaş, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde düzenlenen "Mobilite Ekosisteminin Geleceği" oturumunda önemli açıklamalarda bulundu. Dünyadaki mobilite ekosisteminin değiştiğini belirten Karakaş, yerli otomobilin Gayrisafi Milli Hasıla'ya yapacağı katkı üzerinde de konuştu.

"Batarya teknolojisi ile elektrik motorlarındaki gelişmelerle elektrikli araçların alınabilir hale gelmesi, ciddi bir şekilde içten yanmalı araçlara alternatif oluşturuyor. Çevre bilincinin gelişmesi ve emisyon kanunlarının da baskısıyla bu süreç hızlanıyor. O nedenle biz çok kısa bir sürede elektrikli araçların içten yanmalı araçların yerine geçeceğine inanıyoruz."

Daha önce yerli otomobilin elektrikli ve otonom olacağını belirten Karakaş, bu teknolojilerin öneminden bahsederek, "otomobilin bir yaşam alanına dönüşmesine" odaklandıklarını ifade etti.

Dünyanın en büyük elektrikli otomobil pazarı olarak gösterilen Çin'den örnekler veren Karakaş, Türkiye'nin de bu fırsatı değerlendirebileceğinin altını çizdi:

"Teknolojik dönüşümün, özellikle otomobildeki dönüşümün bir fırsat olduğunu algılayan ve bu nedenle de mevcut duruşlarını, kanunlarını değiştiren hatta bunu şehircilik boyutuna kadar kanun yapıcılarıyla yeniden şekillendiren ülkeler var. Bunların başında Çin geliyor. Özellikle elektrikli araçlar konusunda Çin, yıllardır çok yüksek meblağlarda yatırımlar yapıyor. Çin, önümüzdeki 10 senede 130 milyar dolar yatırım yapacak. Diğer otomobil üreticileri de önümüzdeki 10 sene içinde 300 milyar dolar kadar yatırım yapacak çünkü o dönüşümde yer almazlarsa toplam kar havuzlarındaki pay düşecek. Otomotiv sektöründe 2017 yılındaki kazanılan tüm karlara bakıldığında mobilite sisteminden, yeni iş imkanlarından kazanılan para, karın yüzde 1'i. Bu, 2035'te yüzde 40'a çıkıyor. Yani 2035'te yapılacak karlılığın yüzde 40'ı bu yeni alanlardan gelecek. Tersi ise klasik otomobil üreticilerinin 2035'te şu an yaptıkları mevcut işten aldıkları pay, yüzde 60 olacak. Yeni teknolojilerde, karlılık oranları da daha yüksektir. Dolayısıyla çok atraktif bir pazar gelişmekte."

Türkiye'nin klasik otomobil üreticileri ile arasındaki farkı kapatabileceğini belirten yönetici, Türkiye'nin Otomobili Projesi'nin 15 yıllık bir çalışma olduğunu ifade ederek: "Biz bunu çok rahat, aynı anda inşa edebileceğimizi düşünüyoruz çünkü Türkiye'nin gerçek anlamda iyi bir altyapısı var. Otomotiv sektöründe de altyapısı var." dedi.

Otomobil projesini oluşturmak için 8 kriter belirlediklerini açıklayan Karakaş, bu kriterleri şu sözler ile ifade etti: "Bu planı uygulamak için 8 kriter belirledik. Bunun birincisi, fırsat ve pazar var mı? Var. İkincisi, küresel bir marka ve dünyayla rekabet için portföy olacak. Evet bir C-SUV ile pazarımız çünkü onu istiyor, yaptığımız araştırmalarda, piyasaya giriyoruz ama hemen akabinde kısa sürelerde toplam 4-5 modelimiz piyasada olacak. Üçüncüsü, küresel ve rekabet edebilecek yan sanayi, start up ekosistemini oluşturabilecek miyiz? Oluşturabileceğimizi düşünüyoruz çünkü şu an rekabet edebiliyorsak bunu zamanında dönüştürebilirsek sürdürülebilirliğini de sağlarız. Fikri mülkiyet hakları Türkiye'nin olsun istiyoruz. Adı üstünde, Türkiye'nin Otomobili ismimizde var, yapabiliriz. Biz, imalatımızı başlattığımızda uzun süredir üretim yapan üreticilerle yarışacak boyutta bir yerlilik oranıyla piyasaya gireceğiz."

Her fırsatta projeye olan inançlarını belirten Karakaş, yerli otomobil projesinin Türkiye'ye vereceği katkıyı şu şekilde açıkladı:

"Projemizin harekete geçireceği ekosistemin 15 yıl içinde Gayrisafi Milli Hasıla'ya katkısı 50 milyar avro, cari açığa olumlu katkısı 7 milyar avro ve istihdama katkısı ise doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 20 bin kişi olacaktır. İkame araçlar, petrolden bağımlılığın düşürülmesi, daha verimli sistemlerin kullanılması hesaplandığında, 7 milyar avro cari açığa olumlu katkısı var. Her şeyin temeli, insan. Şirketimizde 4 bine yakın çalışanımız olacak. Otomotivde bir kişi çalışırsa 4 kişi de yan sanayisinde ve partnerlerinde çalışır. Dolayısıyla 20 bin kişilik istihdam oluşturacağımıza inanıyoruz."

Kaynak: AA