Son dönemlerde döviz kurlarındaki büyük dalgalanma ve genel olarak yüksek tutulan ÖTV oranları dolayısıyla Türkiye otomotiv sektörü, 2017'ye oranla ciddi bir gerileme içerisinde.

17 Ekim tarihli Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) toplantısında pazarın nabzını yoklayan kuruluş Türkiye'deki pazara ve dünya genelindeki trende dair ilginç veriler paylaştı. Gelin verilere bakarak Türkiye piyasasının dünya ve Avrupa karşısındaki durumuna ve 2019'dan neler beklenebileceğine beraber bakalım.

İç Pazar Daralıyor, İhracat Hasılatı Artıyor

Türkiye Otomotiv Sektörü
Türkiye Otomotiv Sektörü

Satışlarda 2017'ye oranla %25.8 daralan Türkiye pazarında üretim adedinde de düşüş mevcut. 2017'de ilk 9 aylık periyotta 1 milyon 224 bin adet otomobil üretilirken satış adedi 647 bin dolaylarında seyretmiş. 2018'de ise 1 milyon 167 bin araç bantlardan inerken ülke içinde satış 480 bin civarında gerçekleşmiş. Basit bir oranlama yaparsak 2017 içerisinde üretim/satış oranı 1.892 iken 2018'de bu rakam 2.43'e çıkmış.

Türkiye Otomotiv Sektörü

İhracat hacmine baktığımızda 2017'ye nazaran %1.2 düşüşle 972 bin adede gerileyen otomobil sayısına rağmen artan üretim/satış oranı ile daha çok otomobil dış pazara satılmış olduğundan Türkiye'deki üreticilerin elde ettiği gelir %12.8'lik artış ile 20.8 milyar $'dan 23.4 milyar $'a çıkmış. Bununla birlikte son 12 yılda 23.3 milyar $ dış ticaret fazlası yakalayan Türkiye otomotiv endüstrisi, 2018'in ilk 9 ayında bu hasılata 7.171 milyar $ daha eklemeye hazırlanıyor.

Anlayacağınız tüketiciler olarak otomotiv almak bizim için zorlaşsa da Türkiye'de üretim yapıp dünyaya ihracat yapan markalar ülke ekonomisine yaptıkları katkıda yukarı yönlü bir trend yakalamış durumda. 

Peki Dünya ve Avrupa ile Karşılaştırıldığında Türkiye ne durumda?

Türkiye Otomotiv Sektörü

Dünya genelinde üretim yapan ülkelerde imal edilen araç sayısına göre kişilerin otomobil sahipliği oranı 208 iken Türkiye'de bu rakam 199. Bu açıdan bakıldığında ortalama altında kalınsa da, çok büyük bir fark olmadığı düşünülebilir ancak Avrupa'ya kıyasla bu oranda ciddi şekilde geride olduğumuzu belirtmekte fayda var. Buna düşen satışları ve azalan alım gücünü eklediğimiz zaman, aşağıdaki grafik çok mantıklı hâle geliyor.

Türkiye Otomotiv Sektörü

Vergi sistemi ve dolar/euro tarafında kurların çok ciddi sıçramalar göstermesi dolayısıyla son 3 yılda satılan otomobil adedinin düşüşü, bu grubun grafikte dördüncü kalmasına neden oluyor. Piyasada bulunma süresi dolayısıyla 4 milyon ile 20 yaş üzeri araçlar zirvede yer alırken ikincilik, 7-11 yaş grubuna gidiyor. Bu durumda 2011 sonrasında insanların otomobil alımında temkinli ilerlediğini söyleyebiliriz.

Şimdi gelin dünya çapında bazı ülkelerde satılan ve üretilen araç sayılarını, satışlarda yerli üretimin payına bir göz atalım.

Türkiye Otomotiv Sektörü

Grafiğe bakıldığında Almanya'nın %27'sine tekabül eden bir otomobil üretimi gerçekleştirdiğimiz görülüyor. Pazar büyüklüğünde ise %25.8'lik bir oran mevcut. Buna rağmen yerli üretimin iç piyasaya yansıma payı iki ülke arasında oldukça yakın. Ancak işe şöyle bakmak lazım; Almanya'da VW, BMW, Audi, Mercedes, Opel gibi birçok yerli marka üretim yapıyor ve ülke içinde bu modellerin pazara yansıması normal. Türkiye'de ise durum biraz daha farklı, yine de imalatın ihracata yansıması güzel bir detay. Geçen sene %35.6 olan oranın bu sene %37.1'e çıktığını da belirtelim.

Bu arada karşılaştırmadaki ülkeler arasında bize nüfus olarak en yakın olan Almanya ve Avrupa ülkesine göre sektörün durumu ortada. Yani aslında Türkiye, potansiyelinin sadece 5'te 1'i dolaylarında işliyor. Tabii ki bunda fiyatların, vergilendirmenin ve ülkenin ekonomik modelinin etkisi büyük. İhracat anlamında ülke ekonomisine ciddi katkı yapan otomotiv sektörünün büyümesi, bu yüzden önem teşkil ediyor. Burada kazanılacak çok pay varken buna ulaşılamamasının yorumunu ise sizlere bırakıyoruz.

Son olarak 2018 sonunda ODD'ye göre Türkiye otomotiv pazarı aşağıdaki grafiklere göre gerçekleşecek:

Türkiye Otomotiv Sektörü

Kaynak: ODD