Sevgili okurlar, bundan böyle sizlerle iki haftada bir bu köşede buluşacağız. Otomobil dünyasından haberleri, araç test sürüşlerini ve izlenimlerimi farklı bir bakış açısıyla sizlere aktarmaya çalışacağım.

İlk buluşmamız sebebiyle kısaca kendimden bahsetmek isterim. İsmim Aslı Aygün. Çok küçük yaşlarda başlayan otomobil merakım, on üç-on dört yaşlarımda babamdan habersiz ceketinin cebinden Toros R12 marka beyaz aracımızın anahtarını alıp ilk sürüşümü gerçekleştirmemle daha da canlandı. Reşit olup Trafik Şube’den ehliyetimi teslim aldığım gün, arkadaşıma rica minnet kiralattığım beyaz Albea marka araç beni şubenin önünde beklemekteydi ve sürücü koltuğuna geçmemle benim de maceram başlamış oldu.

Yaşıtlarım ve hemcinslerim farklı ilgi alanlarına sahipken, hayalini kurduğum kendi otomobilime 23 yaşında sahip olma şansım oldu. İlk göz ağrım ve öğretmenim, 1996 model bordo bir Uno 70S idi.. O zamandan bu zamana bir çok farklı segmentte arabayı uzun veya kısa vadede kullanma imkanım oldu. Otomobillere olan sevgim ve tutkum teknolojinin gelişmesi ve otomotiv sektöründeki bitmek bilmeyen yenilikler ile daha da devam edeceğe benziyor. Böylece sizlerle birinci ağızdan gerçek bir kullanıcı olarak gelişmeleri, yorumlarımı ve fikirlerimi paylaşabileceğim.

İlk yazım da çağımızın getirdiği en son teknoloji ile üretilen, doğa ve çevre dostu olması ile de yaşadığımız dünyaya karşı daha saygılı olmamızı sağlayan elektrikli araçlarla ilgili olsun istedim.

Bildiğiniz gibi elektrikli araçlara “Electric Vehicle” kısaltması “EV” deniyor. Her aracın farklı bir sürüş zevki, dinamiği, size hissettirdiği ayrı bir konforu var. Ancak konu elektrikli araç olunca bu sürüş zevki ve hissiyatı herkes için ortak olsa gerek. Aslında geleneksel içten yanmalı motorlara göre çok daha basit bir yapıya sahip elektrikli araçlar. Doğa dostu elektrikli otomobiller gövde altına yerleştirilen bir lityum bazlı bataryanın sağladığı elektrik akımının bir ya da birden fazla elektrik motoruna enerji sağlayıp çalıştırması prensibine dayanmakta. Bazı istisnalar dışında, herhangi bir şanzıman ya da vites yok bildiğiniz gibi.

Volkswagen-MEB-Battery

Elektrik motorlarının anlık tork değerleri muhteşem ve içten yanmalı araçlarda olduğu gibi gaza bastığınızda devreye girmesi gereken hiç bir ek sistem (turbo, nitro, yakıt pompası vs.) yok. Dolayısı ile gaz pedalı (sanırım artık buna güç pedalı denmeli) tepkileri elektrik hızında... Kolayca hızlanıp seri sürüş imkanı sunduğu için günümüzde her geçen gün daha fazla sürücü tarafından tercih ediliyor.

Tabi artan yakıt maliyetlerinin cebimize etkisi de ortada. En güzeli eğer eviniz müsaitse evinize kurduracağınız Wallbox denen (duvar tipi) ev elektrik ağından enerjisini alan hızlı şarj üniteleri ile ya da evinizdeki herhangi bir prizden araçla birlikte gelen şarj aleti ile dilediğiniz zaman aralığında şarj edip, sabah uyandığınızda bataryası dolu, evden çıkış saatinizde klima aracınızı tam istediğiniz sıcaklığa ayarlamış halde yola çıkmak.

Bosch recharging services

Ancak eviniz müsait değilse de, sayıları her geçen gün artan şirketlerce kurulmuş ve aplikasyonlar üzerinden nerede olduklarını rahatlıkla bulabileceğiniz, genellikle artık her AVM’de bulunan ve wallbox'lara oranla daha hızlı şarj edebilen DC ve AC şarj ünitelerini kullanabilirsiniz. Hem sürüş dinamiği ve zevki hem de maliyetin daha uygun olması elektrikli araçlara olan ilginin artma sebeplerinden.

Öte yandan elektrikli araçların üretim süreci, geleneksel araç üretiminde olduğundan daha fazla emisyona neden olabiliyor. Bunun sebebi genellikle, pillerin üretiminde kullanılan ham maddelerin yaklaşık yüzde 40’lık bir emisyon artışına yol açması olarak gösteriliyor.

Elektrikli araçlarda lityum bazlı piller kullanılıyor ve lityumu çıkartıp ondan pil üretmek için ise geleneksel araçların üretiminde kullanılanın iki katı kadar su kullanılması gerekiyor. Pil üretiminde kullanılan bir diğer ham madde olan kobalt da çevreye sızabilecek tehlikeli atıklar üreterek hem doğayı hem de madende çalışan ve madenin yakınında yaşayan insanların sağlığını tehdit edebiliyor.

tesla battery pack 2

Ancak günümüzün elektrikli araç pilleri, birkaç sene öncesine göre daha düşük karbon ayak izine sahip ve giderek daha da temiz hale gelmekte. Üretim sırasında yalnızca güneş ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanması, çevreye zararlı emisyonlar olmadan elektrikli araç pilleri üretmek için gereken enerjinin büyük kısmını sağlayabilmekte. Kısacası; üretim süreçleri daha çevreci bir hale getirilerek geri dönüşüm ile desteklendiğinde ve ülkemizin altyapısı elektrikli araçlar için daha da donanımlı hale geldiğinde elektrikli araçlarla dolu yeni çağa tam anlamıyla merhaba diyeceğiz gibi görünüyor.

Geleceğin araçlarının elektrikli olacağından ve tüm dünyanın hızla bu araçlara yöneleceğinden hiç şüphem yok. Daha sonraki yazılarımda sizlerle bir elektrikli araç ile hayat nasıl geçiyor, nasıl uzun yol yapılıyor, zorlukları, faydaları nelerdir elimden geldiğince kendi deneyimlerimle anlatmaya çalışacağım.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, emniyetli sürüşler...