B-SUV segmenti belki de son zamanların en çetin mücadelesine sahne oluyor. Birçok markanın birden fazla modeline ev sahipliği yapan segmentte Volkswagen uzun zamandır T-Roc ile tek araçla temsil ediliyordu.
Bunu değiştirmek isteyen Alman üretici segmente bir değil iki araç birden ekleme kararı aldı ve bu sayede şansını artırdı. Bugün birlikte olacağımız T-Cross, üçlünün en küçüğü olsa da fiyat-fayda oranında öne çıkıyor.
Köşeli hatlara sahip olduğu söylenebilecek dış görünümü markanın daha büyük SUV modellerini andıran otomobili canlı renklerle alabildiğiniz için bu konuda sıkıntınız olmayacak. Toplam 8 gövde rengi seçeneği sunan T-Cross'un donanımına göre 7 de jant seçeneği bulunuyor.
İç mekana geçildiğinde tipik Volkswagen çizgilerinin hakim olduğu görülebilen modelde standart olarak analog göstergeler sunulurken dijital olanlar opsiyonel olarak alınabiliyor. Direksiyon simidi de tasarım olarak yeni olsa da fiziksel butonlara sahip.
Modelin modern olsa da eleştirilebilecek özellikleriyse orta konsolda bulunan dokunmatik bölümlerden oluşuyor. Hem bilgi-eğlence sistemi hem de havalandırma kumandaları bu şekilde kumanda edildiğinden dikkat dağılmasına neden olabiliyor.
İç mekan genişliği konusunda da rakiplerinden geri kalmayan otomobilde beyaz renkli tavan döşemesi kullanılması ferahlık hissini artırıyor. Sunulan donanım yeterli olsa da segmentte harikalar yaratmadığı da bir gerçek.
Sadece 1 litre hacimli, 3 silindirli, benzinli motorla ithal edilen otomobil 110 beygir güç üretebiliyor. Üstelik hem 6 ileri vitesli manuel hem de 7 ileri vitesli DSG ile alınabiliyor. Sizce T-Cross'un sundukları pazar liderliği için yeterli olabilecek mi?