SUV dediğimizde günümüzde birçok markanın araçları gözümüzün önünde canlansa da 20 yıl öncesinde bu tür otomobiller sadece birkaç üreticinin tekelindeydi. O markalardan birisi olan Range Rover, özellikle lüksü araziye taşımasıyla öne çıkıyordu.
Zamanla bütün markaların bu işe el atmasıyla Range Rover ve ana firma Land Rover'ın da SUV modellerinin sayısı arttı. Giderek daha çok insana hitap etmeye başlayan markanın en küçük modeli olan Evoque, bugün testimizin konuğu.
İkinci neslinin yollara çıkmasının üzerinden çok zaman geçmeyen otomobilin bu özelliğini anlamak zor. İlk nesline çok benzeyen tasarımıyla dikkat çeken modelin bu görünümü geliştirmesine aslında gerek yok. Evoque, o kadar şık görünüyor ki diğer Range Rover modelleri de zamanla bu aracın çizgilerini kopyalar oldu.
İç mekanı da ilk günden beri dikkat çekici olsa da güncel aracın yaşam alanı gerçekten şık duruyor. Açısı ayarlanabilen dokunmatik ekrandan dijital gösterge tablosuna modern bir görünüme kavuşan Evoque, direksiyon simidi ve orta konsolun alt kısmında da dokunmatik kumandalar sunmaya başladı.
Kaputunun altında Türkiye pazarına uygun 1.5 litre hacimli, 3 silindirli bir motor barındıran otomobil 8 ileri vitesli otomatik şanzımana ve 1.8 ton civarında bir boş ağırlığa sahip. Düşük süratlerde başarılı olsa da hız arttıkça nefessiz kalmaya başlayan otomobilin bir diğer "Range Rover olmayan" özelliği de önden çekişli olması.
Bakalım zamanla lüksün arazideki ismi olmayı başaran Range Rover, Evoque modeliyle bu ününü ne kadar koruyabilecek.