2017 yılının son günlerinde yayınladığımız inceleme yazısında Mercedes'in pick up modeli X Serisi'nin asfalt performansından bolca bahsetmiştik. Bu arada ilginç bir isimlendirme de dikkatimizi çekmedi değil. Mercedes, Türkiye'de binek otomobillerini "Seri" olarak adlandırıyor olsa da X Serisi'ne gelince isim birden bire X Class oluvermiş. Bu farklılığı not ediyor ve işe alıştığımız gibi devam ediyoruz.
Sisli bir Şubat sabahında arazide yapılacak sürüşün parkuruna ulaşıldığında araçları görmek bile zordu. Tanıtımın sonlarına doğru açan havayla birlikte eğlenceli saatlerin bizi beklediğini görmüş olduk.
Öncelikle çoğunuzun merak ettiği sorulara değinelim. Mercedes X Serisi, Nissan Navara temelleri üzerine geliştirilmiş bir araç olduğundan birçok potansiyel müşteri, bu ikilinin arasındaki farkı öğrenmek istiyor. V6 motorun ürün gamına eklenmesinden önce bile bu farklılıklar benzerliklerden daha az. En azından ilk bakışta. Süspansiyon sistemi daha sert ayarlı olan Mercedes'in bu sayede asfalt yollarda çok daha dengeli olduğu rahatlıkla söylenebilir. Ayrıca arka aksta da standart olarak sunulan disk frenler sayesinde Japon kardeşine oranla 200 kg civarında artan ağırlıkla başa çıkmak kolaylaşıyor.
Özellikle yandan bakıldığında, arka kapı camlarının şekli nedeniyle tanıdık bir görünüme sahip olan modelin gövdesindeki bütün paneller yeni. Navara'dan 7 cm uzun olan X Serisi aynı zamanda 8.5 cm de uzun. Bu arada temellerini paylaştığı araçta olduğu gibi sürücü diz ve perde hava yastıklarına sahip olan modelin Euro N-CAP çarpışma testlerinden 5 yıldız aldığını da hatırlatalım.


Araziye uygun lastiklerle donatılmış test araçlarımıza binip çamurlu yollar ve test parkuruna doğru yöneldiğimizde X Serisi'nin donanımlarına da bir göz gezdirme imkanı bulduk. Navara'nın seçilebilir dört tekerlekten çekiş sistemine sahip olan araçta arka diferansiyel kilidi de sunuluyor. Ayrıca şartlar ağırlaştığında devreye aldığımız 4L, yani halk arasında bilinen adıyla arazi vitesi, aracı 100 km/s sürate ulaştırabiliyor ki bu özellik gerçekten de alışılmadık kalemler arasında.
3.150 mm'lik aks mesafesi, temellerini paylaştığı Navara ile aynı olan X Serisi'nin yerden yüksekliği de 200 mm. 28.8 derece yaklaşma ve 23.8 derece uzaklaşma açılarına sahip olan pick up 600 mm derinlikte sudan geçebiliyor. Bu veriler segmentin en iyilerinden olmasa da özellikle arka diferansiyel kilidi ve hızı ayarlanabilir yokuş iniş asistanı gibi mekanik ve elektronik yardımcılar derin çamurda çok işe yarıyor. Power donanım paketinde 19 inç çaplı jantlar standart olarak sunulurken diğer paketlerde 17 ve 18 inç çaplı jantları ve daha geniş yanaklı lastikleri bulmak mümkün.
Bu arada aracın Renault-Nissan ortaklığıyla paylaştığı bir diğer kalem de motor ve şanzımanı. 2.3 litre hacimli turbo dizel motoru 190 beygir güç, 450 Nm tork üretebilen X 250d'nin 7 ileri vitesli otomatik şanzımanı da yolda olduğu kadar arazide de pürüzsüz çalışıyor. Vitesi sabit tutmak istediğinizde kullanabileceğiniz manuel kumandaysa yararlı donanımlar arasında.
Aracın büyük boyutları nedeniyle arazide karşılaşılabilecek dar geçişler biraz zorlayıcı olabiliyor. Her adımda dışarıya çıkıp çevreye göz atmaktansa X Serisi'nin başarılı çözünürlüğe sahip 360 derece kamera sistemini almanızda yarar var. Bu opsiyon, sahip olduğu dört kamerayla manevraları kolaylaştırsa da işi başarması için lens yüzeylerinin temiz olması gerektiğini unutmamak gerek.
Sonuç olarak planlanan parkurları sorunsuz geçen Mercedes X Serisi, yolda sunduğu otomobil konforunun arazi için bir handikap olmadığını da kanıtlamış oldu. Gerçi bunun kararını verebilmek için aracı daha kapsamlı bir şekilde incelememiz gerekecek fakat ilk izlenimlerin sorunsuz olduğunu söyleyebiliriz.