Yeni Renault Megane RS'in karşılaması gereken çok fazla beklenti var. İsminin tarihi, kendisinden önce gelen araçların "piyasanın en keyifli önden çekişli hot hatch'i" gibi yorumlar almış olması bunlardan sadece ikisi. Bu arada yorumlar doğru çünkü tüm otomotiv camiasında bu ortak bir fikir gibi.
Bu yüzden yeni Megane RS'in önden çekişli kalması ve 300 bg güç sınırının üzerine çıkmayı reddetmesi aslında güzel bir şey.

İlk izlenimler
Parlak sarı veya uçuk turuncu rengi görmezden gelmek, özellikle 280 bg güç ve Renaultsport amblemi varken zor; ancak bunu başardığınız zaman yeni Megane RS'in tasarımı size aşırı heyecan verici gelmiyor.
Ford Focus RS, Honda Civic Type R ve hatta Audi RS3 gibi rakiplere baktığınızda tasarım çok daha ayırt edici. Megane'da ise ekstra performansı büyük ön ızgara, sürüklenme azaltan hava kanalları, devasa jantlar, arka bölümde hava akımı dostu bir splitter ve merkeze yerleştirilen egzoz gibi detaylarla anlayabiliyorsunuz.
İç mekânda da aracın potansiyelini anlatan detay sayısı az. Birkaç Renaultsport logosu, karbon fiber görünümlü döşeme elemanları ve kaslı duran spor koltuklar haricinde pek bir şey yok. Göze çok batmadan bir hot hatch sahibi olmak istiyorsanız Megane'da aradığınız bulabilirsiniz.





Parlak renkler haricinde sakin doğanın açıklaması basit: Renaultsport ve Renault, Megane IV'ün gelişiminde çok erken aşamalarda birlikte çalışarak otomobilin günlük kullanıma uygun olduğu kadar safkan bir hot hatch olmasını sağlamış. Ortaya çıkan sonuç, gördüğünüz gibi, Civic Type R'a göre daha zarif bir hot hatch olmuş.
İç hacim, bir hatchback'ten bekleyeceğinizden fazla. Evet, günümüzde hatchback modeller giderek büyüyor ancak Megane hem önde, hem de arkada devasa hissettiriyor. Ancak eşya saklama alanları sınırlı. İki USB girişi aynı anda 2 telefona şarj imkânı demek ancak eğer telefonunuzun boyutları büyükse onu koyacak bir yer bulmakta zorlanabilirsiniz. Kapı panellerine su şişeleri koyabiliyorsunuz. Yolcunuzun kullanabileceği ayak bölümü de güzel. Yani o kadar da üzülmeye gerek yok.
Renault istese burayı piste uygun çılgın koltuklarla donatabilirdi fakat bunu yapmamış. Zaten Sport modelinde sunulan oturaklar viraj içinde yeterli destek sağlamanın yanı sıra yoruculuktan oldukça uzaktı.

Bilgi eğlence sisteminin tepkileri iyi, kullanımı kolay ancak Alman modellerdeki kadar göze hitap ettiğini söyleyemeyeceğim. RS'in standart Megane'dan ayrıldığı bir diğer nokta da hevesli yolcuların ve teknik veri seven kişilerin güç ve tork eğrisi, tur zamanı, direksiyon açısı gibi birçok bilgiyi görebildiği RS ekranı.
Dördüncü jenerasyonu RS'te atılan turun telefon veya aksiyon kameraları ile kaydedilip kullanıcının sosyal medya hesaplarına gönderilmesini sağlayan bir mod bile var. Teoride güzel ancak arkadaş çevrenizde değişiklik yapmanızı gerektirebilir...
Sürüşü nasıl?
Megane RS'te iki versiyon sunuluyor: normal yollara daha uygun olan Sport ve pist odaklı Cup. İspanya'nın güneyindeki eğlenceli yollarda zamanımızın çoğunu Sport ile geçirdik. Sport da, Cup da 1.8 litrelik motordan besleniyor ve 280 bg güç, 390 Nm tork üretiyor ancak ikiliyi süspansiyon ayarları (Sport daha yumuşak ayarlı) ve Cup'ın Torsen limitli kaymalı diferansiyeli ayırıyor.
Renaultsport, müşterilerinin işe giderken RS deneyimine ihtiyaç duymayacağını bildiği için Sport'u eğlenmek istenildiğinde %99 oranında istekleri karşılayan, markete süt almaya gitmek için de çok sert kaçmayacak şekilde ayarlamış.
İki araçta da standart Megane gibi bir dizi sürüş modu var - Comfort, Normal, Sport ve isteğe göre ayarlayabildiğiniz Perso diğer Megane'lardan tanıdık fakat "Race" RS modellerine özel. Bu modlar arasında geçişi büyük bilgi eğlence sistemi ekranından rahatlıkla yapabiliyorsunuz.


RS, en yumuşak ayarında bile eğer zemin kötü ise konfor konusunda eksik kalabiliyor. Ancak bu durum yaşanamaz, ya da Ford Focus RS veya Hyundai i30 N Performance gibi araçlardaki kadar keskin değil; yine de sizi bazen gafil avlayabiliyor. Zaten bir hot hatch arıyorsanız, aklınızdaki sürüş konforu Rolls-Royce ayarında olmamalı.
Sport ve Cup ikilisi, isteğe göre 6 ileri manuel veya 6 ileri, çift kavramalı yarı otomatik şanzıman ile alınabiliyor. Her iki versiyonda da 0-100 km/s ivmelenmesi 5.8 saniye sürüyor ancak maksimum sürat değerleri manuel versiyonda 255, otomatik olanda 250 km/s. Test ettiğimiz "Sport" aracında otomatik şanzıman vardı ve bu durum, 5 yıl kadar önce bizi korkutabilirdi. Şimdi ise neyse ki kafayı takacak bir mevzu yok. İki pedala sahip modelin vites geçişleri pürüzsüz, hızlı ve tepkili. Tek sıkıntı, vites kulakçıklarının direksiyon üzerine değil de kolona monte edilmiş olmaları. Bu yüzden özellikle viraj alırken vites değiştirmek bir hayli zor.
Otomatik şanzımanın havalı özellikleri de yok değil. Viraj öncesinde vites düşürme kolunu çektiğinizde araç bir kademe düşmek yerine size en iyi torku sunacak vitese geçiyor.
Aracın ayarları, seçtiğiniz ayarla hissedilir şekilde değişiyor. Comfort'ta hedef pürüzsüzlük iken Sport ayarında ses artıyor. Race'te ise araç agresifleşiyor ve çekiş kontrolü kapanıyor. Modlar arası farkın büyük olması güzel bir şey. Safkan yarışçılar muhtemelen hep Race modunda kalmak isteyecektir ancak bizce Sport, her iki dünyayı da mutlu etmeyi başaran en iyi ayar.



Megane RS güç değerinde aşırıya kaçmıyor ve dört çeker sistemine sırtını dönüyor. Bunun yerine mütevazı güç değeri, ön tekerleklere iletiliyor. Renault'nun geçmişinde bolca önden çeker rekoru var; yani marka neden iyi olduğu bir alanı izlemeyi bıraksın ki? Renaultsport, yine de arka tekerlekleri tamamen kaderine terk etmemiş. "4Control" adlı dört tekerlekten yönlendirme sistemi hem Megane, hem de bu araç sınıfı için bir ilk olarak dördüncü nesil RS'e eklenmiş. Normalde 60, Race modunda 100 km/s altında arka tekerlekler, ön tekerleklere ters bir açıyla dönüyor; bu sayede aks mesafesi kısaltılarak dönüş çapı düşürülüyor. Bahsedilen hızların üzerinde ise daha iyi denge için arka tekerlekler öndekiler ile aynı açıda dönüyor.
Teorideki veriler, pratikte gerçekten iyi iş çıkarıyor. Dar ve seri virajlarda neredeyse dört çeker bir hot hatch gibi davranan Megane RS, bunu AWD sisteminin ağırlık dezavantajı olmadan başarabiliyor. Dönmeye başladığınızda önce ufak bir önden kayma, ardından aracın durumu toplaması hissediliyor (ilginç şekilde Porsche 911'dekine benzer bir hâlde) ve virajdan iyi şekilde çıkıyorsunuz. Bu harika özellik kesinlikle tur zamanlarını iyi etkileyecektir.
Ulaştığınız hızı azaltmak istediğinizde ise Brembo frenler, muazzam durdurma gücüyle yanınızda. Pedal hissiyatına alışmanız lazım ancak bir yerden sonra hassas ayarlamalar yapacak kıvama geliyorsunuz.
Bir hot hatch'in en önemli özelliklerinden birisi sesidir. Diğer markalar sanal sese yönelirken Renaultsport, doğal kalmayı tercih etmiş. Alpine A110'da da görev yapan 1.8 litrelik turbo motor aklınız başınızdan almasa da zorladığınız zaman tatlı bir ses veriyor. Otomatik şanzıman vites değişimlerinde egzozda patırtılar duymanızı bile sağlıyor. Hızınız veya modunuz ne olursa olsun size eşlik eden bir ses var fakat bu hiçbir zaman aşırıya kaçmıyor.
Manuel şanzıman ve Cup şasi ikilisini kısa bir süre yarış pistinde deneyimledik. Manuel vites oldukça seri ve limitli kaymalı diferansiyel, 4Control'un da yardımıyla virajları daha sert ve daha hızlı almanızı sağlıyor. Eğer okul yoluna da gitmeyi başarabilen bir pist makinesi arıyorsanız, ona bayılacaksınız.





Satın almalı mıyım?
Megane RS, her zaman safkan sürüş isteyenlerin otomobili olmuştur ve piyasanın en hızlıları arasındaki yerini koruyor. Şu anda Nürburgring'in kralı Honda Civic Type R olabilir ancak Renault'nun rekoru geri alması çok da zor değil - özellikle de yakın zamanda daha da güçlü Trophy R türevinin geleceğini düşünürsek.
Standart versiyonuyla bile harika bir hot hatch olan bu ateşli Megane, kesinlikle zaman kaybı değil. Teknik veri hastası arkadaşlarınıza hatırlatın; her şey güç değeri veya dört çeker demek değildir. Eğer akıllı davranırsanız, bu hünerli hatch ile daha iyisini yapabilirsiniz...
Galeri: 2018 Renault Megane RS ilk sürüş fotoğrafları
2018 Renault Megane RS automatic