Yapılacak bu yönetmelik değişikliğinin ana hedefi, tur derecelerini beş saniye kadar düşürmekti ve bu zorlu hedef, Pirelli'nin daha geniş lastikler sunmasına ve araçların aerodinamik yüzeylerinde radikal değişiklikler yapılmasına neden oldu.

Aerodinamik değişikliklerin en çok göze çarpanları ise, deltoid şeklindeki ön kanat, alçalan arka kanat ve side pod'ların ön bölümü oldu.

Bu değişiklikler araca yalnızca agresif ve fütüristik bir görünüm katmakla kalmıyor, aynı zamanda tasarımcıları da hava akımının aracın etrafındaki akış şeklini bir kez daha düşünmeye itiyor.

2016-2017 bottom view comparison
2016-2017 taban karşılaştırma

Fotoğraf: Giorgio Piola

Gelecek yıl yapılacak değişiklikleri daha iyi anlamak için, araçların nadiren gördüğümüz alt bölümüne bakmamız gerekiyor.

Ön kanat

Ön kanat, aracın performansında çok büyük bir öneme sahip. Bu kanat, hava akımı ile karşılaşan ilk yüzey ve bu sebeple diğer tüm yüzeylerin performansı için de hayati önem taşımakta. Ön kanat ayrıca ön lastiklere olan yakınlığı nedeniyle, lastik etrafındaki hava akımını üzerinde de büyük önem taşımakta.

Tekerlekler, açık lastikli yarış otomobillerinde sürtünme kuvvetinin %40'ını oluşturmakta. Bu nedenle tasarımcıların sürtünme katsayısını düşürmek için ilk ilgileneceği alanlardan biri oluyor.

Ferrari F2008 and F60 top view comparison
Ferrari F2008 ve F60 yukarıdan görünüm karşılaştırması

Fotoğraf: Giorgio Piola

2009 yılındaki kural değişiklikleri (yukarıda), tasarımcıların yıllardır süregelen çalışmalarını yeniden düşünmesine neden olmuştu. Ön kanadın orta bölümü 'nötr' bir alan olarak bırakılmış, kanadın genişliği otomobilin genişliğine uyacak şekilde arttırılmıştı. Ama daha da önemlisi bargeboard'ların boyu küçültüldüğü için, lastik püskürtmesi üzerinde yapılan tüm çalışmalar yeniden yapılmak zorunda kalmıştı.

Otomobilin genel yere basma gücünü düşürmek üzerinde yapılan değişiklikler, otomobilin arka bölümünde de devam etse de, ön bölüm en çok etkilenen alan olmuştu.

Yıllar geçtikçe kurallar bu yönde değişmeye devam etti ve ön kanat daha dar bir hale getirildi. Ön kanadı hava akımını içeri değil dışarı yönlendirmek için kullanmak zorunda kalan tasarımcıların işi ise daha da zorlaşmıştı.

Eski bargeboard'ların boyu, sidepod'ları ve tabanı lastik püskürtmesinden koruyacak kadar büyüktü ve hava akımı bu yöne doğru gelebiliyordu.

Bargeboard'ların küçülmesi ile tasarımcılar, ön kanadın nötr bölümü ve kanatlı bölümü arasından oluşan Y250 girdabını, artık tamamı dışarı itilen lastik püskürtmesini yönlendirmek için kullanmaya başlamıştı.

2016/2017 front wings comparison
2016/2017 ön kanat karşılaştırması

Fotoğraf: Giorgio Piola

2017, bu iki uç noktanın ortasında bir yer olacak. Yeni uç kısmı ile birlikte, ön kanat nötr bir alana sahip olacak ve tasarımcıların oynayabileceği bir Y250 girdabı oluşacak. Ancak burnun uzunluğunun 850mm'den 1050mm'ye çıkarılmış olması, nötr bölümün şasi ile arasındaki mesafeyi açmış olacak ve girdabın dönme hızını ve yönünü geçtiğimiz yıllara göre değiştirecek.

245mm'den 305mm'ye genişleyen lastikler ile birlikte ön kanat da, 1650mm'den 1800mm'ye genişliyor olacak. [2]

Bargeboard

McLaren MP4/31 front wing fins, bottom view, Mexican GP
McLaren MP4/31 ön kanat kanatçıkları, Meksika GP'si

Fotoğraf: Giorgio Piola

Sadece ön kanadı düşündüğümüz zaman, akımı dışarı ittirecek tasarımların kullanılmaya devam edileceğini düşünebilirsiniz. Ancak daha geniş bargeboard'ların [4] varlığı sayesinde tasarımcılar hava akımının bir kısmını iç bölüme yönlendirebilecek. Bargeboard'ların sağlayacağı fiziksel bariyer ise, lastik püskürtmesinin, aracın altındaki hava akımını bozmasını engelleyecek.

Daha önceki bir yazımızda, McLaren'in sezonun bölümünde kullandığı test kanadının nasıl bu tasarım felsefesinin bir ürünü olduğunu değerlendirmiştik.

Mclaren MP4-17D, Ferrari F2004M and Sauber C22 bargeboards comparison.jpg
Mclaren MP4-17D, Ferrari F2004M ve Sauber C22 bargeboards karşılaştırması

Fotoğraf: Giorgio Piola

Yapılan değişiklikler ile birlikte spor, ilk kez eski görünümlerine dönme kararı aldı. Özellikle bargeboard alanında benzer tasarımlar 2009'de kurallar değiştirilmeden önce yaygın bir şekilde kullanılıyordu.

Bunu göz önüne aldığımızda 2009 öncesi otomobilleri, ön bölümün nasıl çalıştığını anlamak yolunda baz alabiliriz.

Yukarıda 2003 ve 2004 sezonlarından olan çizimler, sözü geçen 2009 öncesi dönemlerde ne kadar kompleks tasarımlar ile hava akımının yönlendirildiğini ve şekillendirildiğini gözler önüne seriyor.

Splitter

2017 aero regulations, plank design
2017 aero regülasyonları, taban tahtası tasarımı

Fotoğraf: FIA

F1 otomobillerinin altında gördüğümüz yapılar, taban tahtası ve bunun önünde olan splitter veya T-tray (t-tepsisi) oluyor. Sağladığı avantajlar nedeniyle tek koltuklu yarış otomobillerinde burnun altındaki 'tırmık' tasarımını görmek ise oldukça yaygın.

Bu tasarım, aerodinamik olarak ön kanadın taban ile birlikte çalışmasını sağlıyor ve oluşan vakum ile difüzörün çalışma aralığını arttırıyor.

Otomobile yerleştirilebilecek bu 'tırmığın' boyu ise, taban tahtasının yere temas eden bölümüne bağlı. Tasarımcılar olabildiğince yere yakın ancak, aşırı aşınma nedeniyle otomobilin diskalifiye edilmesine neden olmayacak dizaynlar üzerinde çalışmak durumda kalıyor.

Bu nedenle asılmış biçimde tasarlanan splitter'lar ile, kurallar dahilinde olabildiğince yere yakın kalmaya çalışılıyor.

T Tray strength test 2016
T Tray dayanıklılık testi 2016

Fotoğraf: Giorgio Piola

2017 yılında taban tahtasının 100mm geriye gidecek olması ile birlikte testlerde kullanılan gücün aynı kalması, bölgedeki tasarımların yenilenmesi anlamına geliyor. Ancak kuralların etrafından dönmeyi başaran tasarımlar, fazlasıyla yere basma kuvveti elde edebilir.

Difüzör

2017 aero regulations, rear view
2017 aero kuralları, arka bölüm

Fotoğraf: Giorgio Piola

Difüzör üzerinde yapılan değişiklikler, tasarımcılara çok geniş bir tasarım aralığı bırakıyor. 2017 difüzörleri arka lastiğin orta noktası yerine, bunun 175mm önünde [5] başlamayacak. Bununla birlikte 50mm daha geniş ve 50mm daha uzun difüzörlere izin verilecek.

Bu alanda tasarımcıları yeniden düşünmeye zorlayacak şey ise, taban tahtasının hala arka tekerlek orta noktasında bitecek olması. Tasarımcılar, taban tahtasının önünde başlayan ve bu nedenle üç bölümden (iki dış - bir iç) oluşan difüzörün içindeki farklı hava akımlarını düzenlemek zorunda kalacaklar.

Özet

2017 kural değişiklikleri, alıştığımızdan tamamen farklı yönde cesur bir adım ve FIA'nın hedeflediği 2014 tur zamanlarından beş saniye daha iyi hedefini tutturma potansiyeline sahip.

Takımların, yepyeni ön kanatlardan, geriye doğru eğilmiş arka kanatlar arasındaki hava akışı üzerinde çok farklı bakış açılarına sahip olacaklarını bekleyebiliriz.

Ancak eskiden bilinen tasarımlar üzerinden kuralların ortaya çıkmış olması, tasarımcıların biraz da olsa bildikleri bir yol üzerinden gideceğini gösteriyor.

Yine de, bu boydaki kural değişiklikleri, sene içerisinde oldukça yoğun güncelleme savaşlarını beraberinde getirecektir.

Galeri: F1 takımlarını 2017'de bekleyen zorluklar