Siz değerli okurlarımızla yeni bir seriye başlıyoruz. Bundan sonra her hafta bir markanın kuruluş hikayesini sizlere aktaracağız. İlk markamız da kırmızının tanımı Ferrari olacak. Resmi olarak 1947 yılında kurulan Ferrari'nin hikayesi çok daha eskiye dayanıyor. Hikayeyi anlamak için sizlere kısaca Enzo Ferrari'den bahsetmek istiyoruz.

1898 yılında İtalya'nın Modena şehrinde dünyaya gelen Enzo Ferrari, bir yarış pilotuydu. 1920'lerin başlarında Alfa Romeo sürücüsü olan Enzo, birkaç yerel başarıya sahipti. Motor sporlarının sadece zengin ve ünlü kişilerin yapabildiği dönemde, 1929 yılında Alfa Romeo'nun zengin sürücüler için yarış aracı hazırlama bölümü olarak Scuderia Ferrari'yi kurdu. 1931 yılına gelindiğinde Enzo Ferrari Circuito Tre Province pistinde yapılan yarışta ikinci oldu ve ailesine ve yeni doğan oğlu Alfredo'ya daha çok vakit ayırabilmek için pilotluk kariyerini noktaladı. 

Ancak otomobillerden ve motor sporlarının içinde kalmaya devam etti ve 1939 yılına kadar Alfa Romeo için otomobil üretmeye devam etti. 1939 yılının Eylül ayında, kendi şirketi Auto Avio Costruzioni'yi kurmak için takımdan ayrıldı. Ayrılığının bir koşulu olarak en az dört yıl herhangi bir araçta ya da yarışta Ferrari adını kullanmaması gerekiyordu. Enzo Ferrari'de bu anlaşmaya uydu ve 1947 yılına kadar şirketin ismi değişmedi. 1947 yılına gelindiğinde, efsanevi üreticinin ilk otomobili olan Ferrari 125 S piyasaya çıktı. 

Ferrari Adı Altındaki Yıllar 

1945 yılında, şirketin imzasını taşıyan ilk ürün olan V12 motorunu tanıtıldı. 1947 yılına gelindiğinde, efsanevi üreticinin ilk otomobili olan Ferrari 125 S piyasaya çıktı. Ayrıca 125 S modeli bu motoru kullanıyordu. 1947 yılının Mayıs ayına gelindiğinde Ferrari 125 S Piacenza Pisti'nde, motor sporlarında sayısız başarısı bulunan üreticinin ilk yarışına çıktı. Yarışı tamamlayamasa da sadece 14 gün sonra düzenlenen Roma Grand Prix'ini kazandı. Ferrari sadece o yarışta değil, o yıl katıldığı 14 yarışın 6 tanesinde damalı bayrağı ilk sırada gördü.

Ayrıca belirtmeliyiz ki, üretici aracı daha erken piyasaya sürmeyi planlıyordu, ancak İkinci Dünya Savaşı sırasında Modena fabrikasının bombalanması sebebiyle otomobilin çıkışı ertelendi. Ferrari'nin bu olaydan sonra halen daha kullanılan Maranello'daki fabrikasına geçtiğini ve üretimlere orada devam ettiğini söylemeliyiz. 

Galeri: Dünyanın En Pahalı Otomobili: Ferrari 250 GTO

Ayrıca birkaç yıl içinde efsanevi üreticinin önemli serilerde boy gösterdiğini belirtmeliyiz. 1948 yılında Mille Miglia, 1949 yılında Le Mans 24 Saat ve Formula 1 Dünya Şampiyonalarına katıldı.

1950'lerin başında, yarış otomobili pilotu Luigi Chinetti ABD'de ilk Ferrari bayisini açtı. Bu açılışa kadar Ferrari sadece zengin yarış meraklıları için yarış otomobili üreten bir firmaydı. 

1960'lar şirket için bir geçiş döneminin başlangıcıydı. 1961 yılında,  baş mühendisler Carlo Chiti ve Giotto Bizzarrini ATS adlı firmaya geçti. Amaçları sadece Şahlanan Atı devirmekti. Enzo'nun eşi Laura'nın şirketteki yoğun katılımı konusundaki anlaşmazlıklar ayrılığın fitilini ateşlediği belirtiliyor. Bu yaprak dökümünün ardından mühendis Mauro Forghieri ve tasarımcı Sergio Scaglietti 250 GTO modelini tamamlamak için İtalyan üreticiye katıldı. Şüphesiz ki 250 GTO tüm zamanların en iyi otomobillerinden biri olarak yerini aldı. 

1969 yılında Enzo, şirketin başarılı kalması ve maddi zorlukları aşabilmesi için bir ortağa ihtiyaç duyuyordu. Bu ortaklık Fiat Grubu'nun %50'lik hisseyi satın almasıyla başlamış oldu. 

1987 yılında F40 modeli piyasaya sürüldü ve bu Enzo Ferrari yönetimindeki son otomobil oldu. 1988 yılında Enzo Ferrari vefat etti ve Fiat Grubu'nun hisseleri %90'a çıktı. Enzo'nun ölümünden sonra Luca di Montezemolo, başkanlık görevini devraldı. 1991 yılından 2014 yılının Ekim ayına kadar süren başkanlık görevinin ardından  Sergio Marchionne göreve geldi. Sergio Marchionne,  Ferrari'yi Fiat Grubu'ndan ayırma planlarını açıkladı. 2015 yılında Ferrari halka arz edildi. 

Ferrari, tarihin en iyi ve en hızlı otomobillerinden bazılarını üretmesiyle tanınmasının yanı logosundaki Şahlanan At ve kırmızı rengi ile ilişkilendirilir. Kırmızı renk, İtalya'da uygulanan bir kurala dayanıyordu. 1960 yılına kadar uygulanan kuralda, İtalya'dan gelen uluslararası yarış araçlarının kırmızıya boyanması gerekiyordu. Ferrari de bu geleneğe bağlı kalmak istedi. Bu bağlılık o kadar ileri gitti ki, 1990 yılında Ferrari sahiplerinin %85'i kırmızı renkli otomobilleri tercih ediyordu.  

Formula 1, Le Mans gibi motor sporlarının en üst seviyesinde kurulduğu yıldan beri rekabet eden üretici, 5.000'den fazla ödül kazandı. Özellikle Formula 1 söz konusu olduğunda, tarihin en başarılı takımı ünvanını elinde bulunduruyor. Şüphesiz ki, adını motor sporları tarihine altın harflerle yazdırdı.