Motor1 A.B.D. ekibi Bugatti Chiron'u detaylı bir şekilde test etti. Biz de Motor1 Türkiye olarak Amerika, İspanya, Brezilya, Fransa ve İtalya edisyonlarımız ile aynı anda siz okurlarımızla bu eşsiz macerayı paylaşmak istedik.
– Lisbon, Portekiz
Çevrenizde yer alan ağaçlar hızlanıyor ve etrafınızda bulanıklaşmaya başlıyor. Michelin Pilot Sport Cup 2'ler asfaltı kazıyor. %69 daha büyük boyutlu ikinci set turbo beslemeler devreye giriyor ve bu da, dört turbo ile aracı ufuğa doğru fırlatıyor. Sayısız CPU bilgi analizi yapıyor, her an birbiriyle iletişim halinde; 16 silindire sahip motor etrafındaki atmosferi delerek ilerliyor. 7 ileri vitesli, çift kavramalı, yarı otomatik şanzımanın değişimleri beklediğiniz gibi sert değil. Arkada yer alan spoilerin yükseldiğini belirtiyor gibi görünen hafif bir ses duyuyorsunuz ki bu da 180 km/s sürate ulaşmışsınız demek fakat bunu anlayana kadar hızınız, birçok aracın sınırlandırılmış maksimum süratinin üzerine, çok üzerine çıkmış durumda.
Bunların gerçekleşmesi değil ne kadar çabuk ve eforsuz bir şekilde gerçekleştiği bizleri şaşırtıyor. Bu, inanmanız için tatmanız gereken bir duygu. En basit bir şekilde anlatmam gerekirse günümüzde yollarda olan hiçbir şeyin benzemediği ve büyük ihtimalle gelecekte de benzemeyeceği türden bir duygu.
Zaman değişiyor, farklı taktikler ortaya çıkıyor; hibritler, elektrik motorları ve yeni çağ oyunları, ama Chiron bu mide kaldırıcı performansı bunların tamamından yoksun olarak verebiliyor. Bunlar yerine araç tam bir ısı transferi, aerodinamik ve maçoluk örneği. Üstelik sadece hızlanma konusunda da değil. Bugatti mühendislerine göre otomobilin bu yıl yapılacak resmi denemelerde sürat rekoru kırması kesin. Dış mekan ve yapı geliştirme patronu Martin Grabowski'nin bana Portekiz'de kalabalık bir restoranda dediği, "Bizce kesin. Bu, rekorun gelip gelmeme sorunu değil, ne kadar daha geliştirilebileceği sorunu." cümleleri, iki saat önce biten test sürüşü ardından, önceki gece yapılan teknik sunum sırasında söylenenden çok daha farklı çağrışımlar yapıyor.
Bu kendine güven çok önemli bir satış stratejisi. En azından Chiron'un öncesindeki Veyron'da öyleydi. Ancak Chiron'u kullandıktan -ve öncesinde de en güçlü Veyron'u yani 1.200 beygir gücündeki "La Finale"i sürdükten- sonra mühendislerin güveninin nedeni anlaşılıyor. Veyron, o zamanın sürat rekoruna ulaşmak için hazırlanmış bir makinaydı ve düz yol performansı inanılmazdı. Volkswagen grubunun uzun zamandır uyuyan bir efsaneyi diriltmesiydi. Bugatti'nin dergi kapaklarından rap müzik kliplerine kadar her yerde görülmesinin nedeniydi.
Dış tarasımın başında bulunan Frank Heyl, tasarımcılarına sürekli "%25 daha iyi olma" hedeflerini hatırlatmış.
En basitinden, Bugatti Chiron, Veyron'un her açıdan daha başarılı bir hali. Geçen yaz Molsheim, Fransa'da yer alan Bugatti Atelier'de dış tasarımın başında bulunan Frank Heyl, tasarımcılarına sürekli "%25 daha iyi olma" hedeflerini hatırlatmış. Bu nasihatın hayata dönüştüğü yerlerden birisi otomobilin 1.500 beygirlik gücü. Bu değer, üretilen son Veyron'un 1.200 beygirlik gücünden %25 daha yüksek. Fiyata gelince de Bugatti'nin belirlenen %25'i rahatça tutturduğunu görebiliyoruz. Aracın vergiler hariç A.B.D. fiyatı 2.998.000 Dolar olarak açıklandı ki bu fiyat, tahminen ilk araç sahiplerinin ödediklerinin üzerinde ve gelecekte daha da yükselecek.
Bugatti, üreteceğini söylediği toplam 500 Chiron'un yarısını daha şimdiden sattığını belirttiğinden firma CEO'su Wolfgang Durheimer'a bu fiyatın dondurulup dondurulmadığını sordum ve kendisi hiç beklemeden fiyatın artacağını belirtti. Satılan araçların sayısı arttıkça fiyat artacakmış. Dolayısıyla okurlarımızın dikkatine; Limitsiz kredi kartlarınızı, banka hesap numaralarınızı veya para dolu bavullarınızı hazırlayın.
Her şeyin daha iyisi mottosuna dönersek, bütün bu ek güce ve 1.600 Nm torka sahip olmak her parçanın yeniden tasarlanması gerekliliğini doğurmuş. Şasi, süspansiyon ve lastikler artık daha yüksek basınçlara ve sıcaklıklara dayanmak zorunda. Daha iyi aerodinamik yapı ve soğutma sistemleri birer gereklilik. Şüpheniz olmasın; Bu 8 litre hacimli, 16 silindirli, 64 supaplı, dört turbo beslemeli, karbon fiber kurşun tam bir canavar.
İnanılmaz hava basınçlarıyla başa çıkmak burada asıl sorun ve bunun için birkaç önemli değişikliğin yapılması gerekmiş. Değiştirilen ön splitter geometrisi daha fazla sürtünme oluşturarak yere basma kuvvetini artırmış. Etkileyici görünen sekiz gözlü LED farların arkasında fonksiyonel hava girişleri yer alıyor. Önde ve yanda yer alan hava girişleri havayı tekerleklerin çevresine yönlendiriyor ki bu parçalar, deli gibi hızlı dönerken kendilerine verilecek her soğuma şansını kullanacaktır. B sütunu arkasında yer alan bölüm de açılarak motora daha fazla hava girişi sağlamış. Tasarım direktörü Etienne Salomé'nin dediği "Buranın tamamının, %100 yüksek basınç bölgesi olduğunu bildiğimizden açılması gerektiğine baştan karar vermiştik." Yeni bir arka difüzör, neredeyse tamamen düz alt bölüme eklenen birkaç çıta ve uzun saatler süren rüzgar tüneli testleri sonrasında bu canavar ehlileştirilebilmiş.
2.5 saniyelik 0-100 km/s zamanı etkileyici olsa da asıl 6.5 saniyenin altında olan 0-200 km/s ve yaklaşık 13.5 saniye olan 0-300 km/s zamanları ağzınızı açık bırakıyor.
Tabi bir de arka kanat var. Sofistike, adaptif, araç genişliğinde spoiler sadece sürüş moduyla birlikte yere basma kuvveti üretmiyor aynı zamanda bir hava freni olarak da kullanılabiliyor. Aynı uçakların flaplarında olduğu gibi. Bu aracın güvenli ve çabuk bir şekilde yavaşlayabilmesini garanti altına almak için Bugatti, Formula 1'de görev yapan AP Racing'in kapısını çalmış. Önde 8 arkadaysa 6 pistonlu kaliperler güvenli duruş performansı sağlamış.
Yavaşlamaya yardımcı olmak için 16 silindirli canavarın neredeyse her köşesinden ağırlık tasarrufu yapılmış ve boş ağırlık 1.995 kg seviyesine indirilmiş. Motorun kapladığı alan ve hacmi gördüğünüzde bu iki tonun tamamını onun oluşturduğunu düşünebilirsiniz. Ciddi şekilde büyüyen turbo beslemeleri kompanse edebilmek için mühendisler motorun her köşesinden ağırlık eksiltmiş. Elektrik ihtiyaçlarına cevap veren aküden egzoz manifolduna, hatta bazı yerlerde kullanılan karbon fiber yapılar bile aynı dayanıklılığı daha hafif bir şekilde sağlayabilecek şekilde yeniden tasarlanmış. Bütün bunlar sonucunda 0'dan 100 km/s sürate 2.5 saniyede ulaşabilen bir otomobil çıkmış ortaya. Bu değer etkileyici olsa da asıl 6.5 saniyenin altında olan 0-200 km/s ve yaklaşık 13.5 saniye olan 0-300 km/s zamanları ağzınızı açık bırakıyor.
Şayet büyük hacim ve harika turbolar ana yemek ve girişse tasarım kesinlikle tatlı olarak adlandırılabilir. Bugatti Tasarım Şefi Achim Anscheidt'in geçen yaz bana dediği, "Bir McLaren P1'in içerisine girdiğinde gördüğün tek şey karbon fiber. Bir yarış otomobilindeymişsin gibi hissediyorsun. Bizse lüks bir GT kabini istiyoruz." sözleri aklıma geliyor.
Bugatti'nin yaptığı araştırmalara göre de bir potansiyel müşteri, otomobili almaya, kabine gidikten sonraki ilk 10 ile 15 saniye arasında karar veriyor. Bu nedenle sürücünün fark edeceği her noktaya özellikle dikkat edilmiş. Direksiyon simidinin ele oturmasından dikiş ipliklerine kadar. Göstergeler ve çerçeveler sağlam görünüyor. Tasarım takımının üzerinde durduğu bir başka noktaysa hız göstergesinin öne çıkması. Üstelik diğer göstergeler gibi dijital değil analog bir şekilde. Bu sayede yıllar sonra bir çocuk aracın yanına yaklaşıp camından içeriye baktığında, otomobil çalışmıyor bile olsa gösterge tablosunda 500 km/s'i görüp mühendislerin başardığı şeyi anlayabilecek. Chiron'un görmediğiniz yerlerinde de bazı hoş dokunuşlar var. Örneğin dünyanın ilk karbon fiber içerisinden çıkan hava yastığı. Genel anlamda iç mekan modern, lüks ve zarif görünüyor.
Şayet Bugatti yola Veyron'u geçmek için çıktıysa bunu rahat bir şekilde başarmış. Her şekilde ve 420 km/s'te elektronik olarak sınırlandırılmış her kilometre/saat'te.
Bütün bu düşünceler, ayağınızı gaz pedalına götürdüğünüzde aklınızdan çıkıveriyor. 650 d/d olan rölanti devrinden aniden ivmenin sizi şok etmesi ve devirlerin bitmesiyle beyniniz fazla mesai yapmaya başlıyor. Gerçekleşen şeyler çok vahşi olsa da Chiron'un düşük süratlerdeymiş gibi inanılmaz sakinliği dikkat çekici. Motor arkada bağırırken iç mekanda göreceli olarak sakin kalabilmek inanılmaz.
Diğer otomobillere göre farklı bir yerde olsa da Chiron ile yol aldığım dar bir yolun ters eğimi ve tekerleklere aktarılan inanılmaz tork değeri aracın sarsılmasına neden oluyor. İşte o anda sağ ayağımı aniden fren pedalına atıyorum. Çabuk ve lineer bir yavaşlamayla normal bir yolda kullanılan hız sınırının iki katına kadar yavaşlıyorum. Co-pilotum olan, Le Mans galibi pilot Andy Wallace'ın pilotajında bu yaşadığım büyük ihtimalle tehlike olarak bile değer kazanmazdı.
Bir kere göreceli olarak düz ve hayret verici derecede pürüzsüz Portekiz otoyoluna çıktık mı benim modum yenilmez duruma geçiyor. Bugatti nasıl yeni bir rekor kırmak konusunda kendinden eminse ben de kendimden emin bir şekilde hızlanıyorum. Üstelik bu güvenin benimle hiçbir alakası yok. Tamamı Chiron tarafından aşılanıyor. Sürat çok pürüzsüz ve hızlı bir şekilde geliyor. Hız göstergesinin iğnesi bir Audemars Piguet saat gibi kendinden emin biçimde hareket ediyor. Andy'nin bana otomobil olduğunu söylediği uzaktaki küçük şekillerin büyümesi de olmasa gaza akşam yemeğine kadar basabilirim.
Andy bana, "Bu 300 km/s'ti." diyor. Amanın, önümde otomobillerin olmadığı uzun bir düzlük bulsam neler olacağını düşünüp kendimi hem eğlendiriyor hem de şaşırtıyorum. "Ve 1.444" diyor Andy kısık sesle. Aracın güç göstergesinin 1.444 beygirin kullanıldığını belirtmesini gözlemlemiş. Bu iki tane Ferrari 488 GTB üzerine atılmış bir çift Porsche performans paketi ve bagaja sıkıştırılmış birkaç beygir anlamına geliyor.
Garip şekilde Chiron günlük kullanıma uygun bir araç da olabiliyor. İç mekanda cep telefonu, güneş gözlüğü ve bir şişe su için yer bile var. Üstelik önde yer alan bagaj artık standart bir kabin boyu bavul alabiliyor. Müşteri bizler gibi standart bir şekilde mi uçar bunu bilemiyoruz ama emin olduğumuz bir şey var ki Bugatti yola Veyron'u geçmek için çıktıysa bunu rahat bir şekilde başarmış. Her şekilde ve 420 km/s'te elektronik olarak sınırlandırılmış her kilometre/saat'te. Üstelik gelecek sene de büyük ihtimalle yeni bir dünya hız rekoruyla birlikte.
Fotoğraflar: Bugatti
Galeri: 2018 Bugatti Chiron: İlk sürüş
2018 BUGATTI CHIRON