Yaklaşık 3000 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen Deloitte Türkiye ve ODD işbirliği ile hayata geçirilen “Türkiye Otomotiv Tüketicileri Araştırması” yayınlandı. Araştırma; mobilite ekosistemi, bağlantılı araçlar, otonom araçlar ve tüketicilerin bir sonraki araçları olmak üzere 4 ana başlık altında tüketicilerin davranış ve beklentilerini inceledi. Araştırma, küresel olarak da gerçekleştirilmiş çalışmalarla karşılaştırmalı bilgiler içererek mobilite ekosistemi içerisinde yer alan tüm paydaşlara fayda sağlayacak kritik bilgiler sunuyor.

ODD Araştırma Raporu
Kullanıcılar En Çok Markalara Güveniyor

Rapora göre otomotiv kullanıcıları açısından minimum seyahat süresi mobilitenin en önemli amacıyken (36%), güvenlik (%21), konfor (%15), maliyet (%14) ve diğer aktivitelere odaklanmak (%10) sırasıyla diğer önemli unsurlar olarak görülüyor.

Mevcut mobilite opsiyonları maliyet, güvenlik, kullanılabilirlik, çevre duyarlılığı ve güvenilirlik açısından değerlendirildiğinde; kişisel araç kullanım tercihi, maliyet ve çevreye duyarlılık dışında kalan alanlarda baskın şekilde en yüksek puanları alıyor. Diğer ülkelerle kıyaslandığında Türkiye’nin kişisel araç kullanım konusunda en yüksek orana (%81) sahip olduğu görülüyor. Benzer şekilde ülkemizdeki tüketicilerin büyük çoğunluğu önümüzdeki 3 yıl içerisinde de her gün kişisel araçlarını kullanacağını öngörüyor (%79).  Türkiye’de kişisel araç kullanımının, önümüzdeki yıllarda da popülaritesini sürdüreceğe benziyor. Türkiye’yi, İtalya %66 ve %63’lük oranlarla takip ederken, Çin %38 ile (hem günümüzde hem de 3 yıl içerisinde) incelenen ülkeler arasında son sırada yer alıyor.

Kişisel araç kullanım sıklığının bu derece yoğun olduğu ülkemizde araç çağırma servislerinin çok fazla tercih edilmediği görülüyor. Türkiye’de düzenli olarak araç çağırma servislerinden faydalananların oranı %3, nadiren kullananların oranı %61 ve hiç kullanmayanların oranı ise %36.

Ülkemizde Avrupa ülkelerine kıyasla otomobil sahipliği bin kişiye düşen otomobil sayısı bakımından düşük seviyelerde. Çoklu model mobiliteden (gidilmek istenen bir noktaya erişim için birden fazla ulaşım metodu kullanma) faydalananların oranı ise fazla. Katılımcıların %27’si haftada en az bir kere çoklu model mobiliteden faydalanırken, nadiren de olsa bu metodu kullananların oranı %54, hiçbir zaman kullanmayanların oranı ise %19. Düzenli şekilde bundan faydalananların oranı, araştırmaya katılan diğer ülkelerde ise şu şekilde: Almanya %20, İngiltere %19 ve Amerika %13.

Farklı çalışmalarda ve ODD satış raporlarında da sıklıkla ortaya çıkan yerli tüketicinin SUV gövde tipindeki otomobillere olan ilgisi bu çalışmada da kendini gösteriyor. %55 gibi büyük bir oranla bir sonraki araçları için SUV gövde tipini tercih edeceklerini belirten tüketicilerin ikinci tercihleri ise, %24’lük oranla ile sedan araçlar. Jenerasyonlar arasında karşılaştırma yapıldığında ise Z kuşağının tercihlerinin farklılaştığı görülüyor. Diğer tüm yaş gruplarında SUV’ler en popüler tercihken, Z kuşağı için hatchback araçlar öne çıkıyor.

Araştırmaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan ODD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu araştırmayla ilgili olarak ‘5 yıldan daha az bir sürede  başta otomotiv olmak üzere sağlıktan finansa, turizmden eğitime her sektörde dünyada veri analizine dayalı yapay zekâ teknolojilerinin kullanıldığı köklü değişiklikler bekliyoruz. Bu yeni dönem ekonomisinden faydalanmak ve pay almak isteyen her ülke ve her işletmenin yeni teknolojilere adapte olması gerekiyor. Ülkemizde gerek altyapı gerekse mevzuat çalışmaları bakımından gerekli adımları atmamız ve bir sonraki aşama için bugünden hazırlanmamız önem taşıyor. ‘ değerlendirmelerinde bulundu.