Dünyanın korkutucu bir iklim krizi yaşadığını bu sene birinci elden deneyimleme fırsatı bulduk ülke olarak. Bu sebeple kirliliğin en büyük etkeni olan otomotiv sektörü de bu sebeple ciddi bir "U" dönüşü yaptı. Artık elektrikli otomobiller üretmeye başlayan sektör, bu çılgınlığa dur demek istiyor.

Fakat halihazırda dolaşımda olan otomobiller, durumu çok daha kötü hale getirebilir. Özellikle yeni nesil mobilite çözümlerinin bu durumu derinden etkilediği gözlemlenmeye başladı. Carnegie Mellon Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bi tip toplu taşıma sistemlerinin hem trafiği artırdığını hem de sera gazını artırdığını ortaya çıkarttı.

Burada bahsi geçen "mobilite çözümlerinin" Uber ya da Lyft gibi uygulamalar olduğunu söyleyelim. Araştırma ekibinin 6 ABD eyaletinde yaptığı araştırmada, kullanıcıların kişisel araçlardan vazgeçmeye başladığı gözlemlenmiş. Peki ama bu trafikte daha az araç anlamına gelmiyor mu?

Hem evet hem de hayır. Bulgular oldukça dikkat çekici zira araştırmacılara göre Uber ve Lyft sürücüleri yeni yolcu gelene kadar yollarına devam etmek zorunda. Yani hem araçlar çok daha uzun süre trafikte kalıyor hem de emisyon salınımları artmış oluyor. Hatta buna gürültü ve ses kirliliği de eklenmiş durumda.

Yine de haberlerin tamamı kötü değil. Araştırmada bu tip yeni nesil taşıma sistemlerinin yeni araçlar ile birlikte doğaya etkisinin düşeceği gözlemlenmiş. Hatta yeni araçların kullanıldığı bölgelerde yapılan testlerde hava kirliliğinin yüzde 50 ile 60 oranında azaldığı ölçülmüş.

Yani ne olursa olsun insanlık EV modellere geçmek zorunda kalacak.