Volkswagen'in günümüzde piyasada bulundurduğu modellerin tasarımını heyecan verici olarak tanımlamak zor. Fakat dönüp 1980'lere ve 1990'lara baktığımızda Alman üreticinin bazı ilginç otomobilleriyle karşılaşıyoruz. 80 yaşındaki markanın tasarım dışında teknik anlamda da sıra dışı yaklaşımlarının olduğunu hatırlarsınız. Bu hafta, her iki özelliği bir arada taşıyan bir VW modelinden bahsedeceğiz: Corrado.
Nedir bu araç?
Corrado, 3 kapılı kompakt bir spor coupe idi. Tek kasa tipi ile satılan otomobil, Scirocco'nun ikinci jenerasyonundan sonra piyasaya girdi ve 8 yıl üretimde kaldı.
Nerede, ne zaman üretildi?
Auto Express dergisinin "Volkswagen amblemi taşıyan en iyi sürücü araçlarından birisi" olarak tanımladığı Corrado 1 Eylül 1988 ile 31 Temmuz 1995 yılları arasında sadece bir jenerasyon altında üretildi. Spor coupe Almanya'nın Osnabrück kentindeki Karmann fabrikasında hayata gözlerini açıyordu.
Teknik veriler
Corrado'nun piyasaya sürülen iki farklı versiyonu vardı. Güç ünitesinde sıralı silindir dizilimine sahip paket Volkswagen'in A2 plaftormunda üretilirken VR6 motoru taşıyan versiyon, altyapı mimarisi olarak A3 platformunu kullanmıştı. Corrado, Scirocco'nun ikinci jenerasyonu piyasadan çekilmeden üç yıl önce 1988'de tanıtıldığında iki farklı motor seçeneği sunuyordu; 138 bg (101 kW) güç üretebilen, 1.8 litrelik, 16 valfli, dört silindirli motor ile 160 bg (120 kW) gücünde, süperşarjlı, yine 1.8 litrelik, 8 valfli, dört silindirli ünite. Motorların eşlendiği vites kutuları 80'ler ve 90'larda ünlü olan 5 ileri manuel ve 4 ileri otomatik şanzımanlar idi.
Seneler 1992'yi gösterdiğinde VW iki yeni motor tanıttı. Volkswagen güç ünitelerinin yanı sıra sis farlarını ve ön ızgarayı da elgen geçirmişti. Bahsi geçen motorlardan ilki 1.8 litrelik üniteye gelişim niteliğinde getirilen atmosferik 2.0 litrelik motor idi. Diğeri ise Avrupa'da 190 bg (139 kW) güç üretebilen, 12 valfli, 2.9 litrelik VR6 idi. VR6'yı özel yapan şey, silindir sıraları arasındaki açının sadece 15° olması. Bu sayede normalde dört silindirli bir motorun kapladığı alana 6 silindir yerleştirilebiliyor.
AutoWeek dergisi, Corrado'da tork yönlendirmesinin az oluşunu övmüştü ancak kullanılan manuel vites sistemini dağınık ve kemikli olmakla eleştirmişti. Buna karşın Corrado'daki Alman mühendisliği oldukça açık idi. Değişken oranlı yönlendirme, elektronik olarak ayarlanabilen amortisörler ve dört tekerlekten yönlendirme sistemi döneminin ilerisinde idi. 1990 yılında Corrado, ön tarafta güç takviyeli ve havalandırmalı disk frenlere, arka kısımda ise yekpare fren disklerine sahipti. ABS sistemi ise opsiyoneldi.
VR6 motora sahip modeller teknik açıdan çok daha sağlam özellikler sunuyordu. Corrado, Koni marka amortisörler ve Bilstein imzalı süspansiyonlar ile daha yumuşak ve standart yollara uygun bir sürüş karakteristiği sunuyordu. Yukarıda gördüğünüz Plus-Axle sisteminde bulunan ön kontrol kolları negatif dönüş çapını arttırarak tork yönlendirme özelliğini azaltıyordu.
Son olarak dağılım oranı %60.9 ön, %39.1 arka olan ağırlık 1,210 ile 1,274 kilogram arasında değişiyordu. G60 olarak bilinen süperşarjlı 1.8 litre motor böylesi düşük bir ağırlık değeri ile birleştiren Volkswagen, 0-96 km/s hızlanmasını 7.5 saniye olarak açıklamıştı.
Peki kötü giden neler vardı?
Volkswagen Corrado sportif görünüşü ile insanları kendisine çekmeyi başarmıştı ancak görünüm, performansı yansıtamıyordu. Otomotiv medyasında araç incelemesi yapan hiçbir kurum, 7.5 saniye olarak açıklanan 0-96 km/s hızlanma süresine ulaşamadı. Elde edilen en iyi derece 8.2 sn civarında idi. Süperşarjlı motorların tasarım amacı tüm devir aralığı boyunca ekstra güç sağlamaktır fakat VW, Corrado'daki üniteyi orta devirlerde takviye sağlayacak şekilde ayarlamıştı. Bu da turbolarda düşük devirlerde gözlenen gecikmeye benzer bir durum yaratıyordu. Süperşarjın olayı bu gecikmeyi yok etmektir bu yüzden 2,000 devirde başlayan takviyenin 3,000 ile 6,000 devir arasında maksimum takviyeyi sağlaması pek mantıklı bir hamle sayılmaz.
Corrado'da sıkça karşılaşılan teknik sorunlara baktığımızda ilk iki sırada şanzıman problemini ve silindir kapak contasının bozulduğunu görüyoruz. Volandan ayrılmakta zorlanan kavrama, vites geçişlerinde zorluk yaratıyordu. Bu sorun, elden geçirilmiş bir kavrama ile çözülebiliyordu. Kapak contası ise VR6 motora sahip araçlarda sıkça sorun çıkaran bir parça idi. Çözüm yine elden geçirilerek iyileştirilmiş bir conta takılması idi.
Corrado'nun karşılaştığı bir diğer problem ise elektronik sistemleri idi. Bunlardan en çok bilineni cam tavanın bozulmasıydı. Kolayca çözülebilen sorunlar arasında yer alan cam tavan arızası bir mandalın değişimi ile çözülebiliyordu. Aynı zamanda aktif arka rüzgârlık da sıkıntı yaratabiliyordu.
Aracın ön bölümünü domine eden sis farlarının çatlaması, Corrado sahiplerini sürekli meşgul eden sorunlar arasında yer alıyordu.
Aslında Corrado'nun durumunu üretim adetleri ile özetleyebiliriz: Karmann fabrikasında üretilen birinci ve ikinci jenerasyon Scirocco adedi sırasıyla 504,153 ve 291,497 iken Corrado'dan 7 yıllık süreçte sadece 97,521 tane üretilmişti.
Sonuç
Volkswagen Corrado'nun ilginç tasarımı ve VR6 motoru onu kesinlikle dikkate değer bir otomobil yapıyor. Herbert Schäfer imzalı spor coupe, gövde tipine rağmen arka koltukta sunduğu geniş alan ile Volkswagen'in kullanışlılık özelliğini de taşıyordu. Şahsi görüşüm Corrado'nun gerçekten oldukça iyi bir otomobil olduğu yönünde. Gelecekçi teknik özellikleri, küt tasarımı ve tutumlu yerleşime sahip VR6 motoru onu gerçekten sağlam bir spor coupe yapıyor.
Alman üreticinin yelpazesinde yenilenmiş ve geliştirilmiş bir Corrado görmek fena olmazdı. Scirocco'nun başarısı göz önüne alındığında ikinci bir spor odaklı model markanın müşteri portföyünü genişletirdi. Ayrıca 2.9 litrelik VR6 teknolojisini daha da ileriye taşınmış hâlde görmek kesinlikle ilginç olurdu. Dizel emisyon krizi düşünüldüğüne bunu görmemiz yakın gelecekte imkânsız gibi duruyor. Eski versiyonun gayet iyiydi, umarım yenilenmiş hâlini de görürüz Corrado!
Fotoğraflar: AutoWP, CorradoWorld
Galeri: Volkswagen Corrado
