2017 McLaren 720S İlk Sürüş İncelemesi

– Roma, İtalya

39 yaşında ve evli biri olarak tipik İtalyan kadınlarına hoş geldiğimi sanmıyorum. Ancak genç kızlardan oluşan büyük bir grup tarafından gördüğüm "aşırı" ilginin beni rahat hissettirdiğini söyleyemem. Evet, biliyor; tüm o parmakla gösterme, gülme ve çığlık atmanın odağı parlayan sakalım veya dinlediğim havalı şarkı değil araçtı.

McLaren 720S, dikkat çekmenizi sağlayacak bir otomobil. Evet sevgili okuyucu, sadece fotoğraflar ile bunu tahmin edebildiğinizi biliyorum. Ben, bunu öğrenmek için son derece uzun bir yolculuk sonrasında Roma'nın yan yana iki Fiat 500'ün zar zor sığacağı yollara sahip küçük bir kasabasına gittim.

İngiliz üretici her şeyi yaklaşık 6 yıl önce MP4-12C ile başlatmıştı. Ancak şimdiye kadar gelmiş hiçbir süper otomobil, bu 720 kadar gelecekçi durmuyor. Yere yakın, geniş, şık, kompleks ve neredeyse beklenmedik - daha ne olsun? Fotoğraf makinenizi - eğer selfie çekiyorsanız telefonunuzu - hangi açıdan doğrultursanız doğrultun, göreceğiniz manzarayı en iyi bu kelimeler anlatıyor.

Elbette asıl macera asfalta çıktığımda başladı. 720S'i tam olarak kısa süreli şöhretimi geride bıraktıktan sonra kasaba çevresindeki yollarda ve Vallelunga Pisti'ndeki temiz çizgilerde tanıdım diyebilirim. Her şey, gelmiş geçmiş en iyi McLaren amblemli araç sonucuna işaret ediyordu.

En büyük kanıtım; bu makineye güç veren, yeni, çift turbo beslemeli, 4.0 litrelik V8 motor. Ortaya konumlanan güç ünitesi, tempolu sürüşlerde opsiyonel egzoz sistemini almasanız bile kendisini sesiyle belli ediyor. Kabinde emiş, ıslık ve patlama seslerini duyuyorsunuz - hem de çoğunlukla kulağınıza hepsi bir arada geliyor.

Alt devirlerde tam olarak "ölü bölge" diye bir şey yok; araç 5,000 devire ulaştığınız anda "çok hızlı"dan "lanet olsun, yavaş!" moduna aniden geçiyor.

Bu motor doğal olarak 720S'i son derece hızlı yapıyor. 7,500 devirde 720 bg güç üreten araç 5,500 devirde 770 Nm tork sağlıyor. Bu yüksek devir rakamları aracın ivmelenme karakterini aşağı yukarı anlatıyor. Alt devirlerde tam olarak "ölü bölge" diye bir şey yok; araç 5,000 devire ulaştığınız anda "çok hızlı"dan "lanet olsun, yavaş!" moduna aniden geçiyor. Bir diğer deyişle ifade edersek, McLaren'ın son derece etkileyici olan 2.9 saniyelik 0-100 km/s hızlanması, 80-200 km/s ivmelenmesinin yanında sönük bile kalıyor! 720S üç hâneli sürat değerlerine ulaştığında ağzımın yerini tam olarak hatırladığımı söyleyemem.

Tabii ki güç, hafiflik ve kontrol olmadan pek bir anlam ifade etmiyor. Yarış geleneği derin olan McLaren bu konuda kendinden bekleneni veriyor. Vallelunga Pisti'nde attığım hızlı turlarda hafifliğin de, kontrolün de etkileyici olduğunu gördüm.

720S, McLaren'ın Super Series ailesinde daha önce 650S'e ait olan "en hafif" unvanını selefinden almış. Kütle, markanın Monocage II adını verdiği yeni karbon fiber yapısı sayesinde düşük tutulmuş. Karbon fiber borular sürücünün kafasının üzerinden tekil bir üst desteğe bağlanıyor. Bu sayede makine hem daha sert, hem de daha tepkili oluyor. Tabii bu sırada kısılan ağırlık da cabası. Aracın boş ağırlığı, 650S Coupe'den doğal olarak daha az - 1,322 kg.

Pist üzerinde güç ve hafiflik, hızlı virajların çıkışında Adem ve Havva gibi bir araya geliyor. İki yüksek hızlı sektöre sahip Valleunga Pisti'ndeki deneme turlarımda bile denge muazzamdı. 720S, gerçekten her virajda sizi hızlı çizgiyi bulmaya teşvik ediyor. Bu sayede viraj kuvvetleri altında bile ufak düzeltmeler yapabildim.

720S, gerçekten her virajda sizi hızlı çizgiyi bulmaya teşvik ediyor. Bu sayede viraj kuvvetleri altında bile ufak düzeltmeler yapabildim.

Aslında hissettiklerimin bir bölümü zarif yazılım tasarımı. Araç McLaren'ın anlık hesaplarla tutunma seviyesini olabildiğince iyi tutan, Proactive Chassis Control adlı sisteminin en yeni versiyonunu kullanıyor. 720S'in şasisinde, her bir tekerlekte bulunan ivmeölçerlere ek olarak 12 sensör bulunuyor. Bu cihazlar sisteme bolca veri akışı sağlıyor. Vallelunga'da kullandığım Track modunda elektronik stabilite kontrolünün (ESC) dokunuşlarını neredeyse hissetmedim diyebilirim.

Variable Drift Control adlı yeni sistem ise bu yazılımı ayrı bir seviyeye taşımış. Değişken Drift kontrolü sağlayan bu sistem, sürücülere istedikleri ESC müdahale seviyesini seçme şansı tanıyor. "Her şeyi kapat ve duvara çarpmamak için dua et." felsefesinin yanında bu metot, hızlı olmayı öğrenmek için kesinlikle çok daha güvenli. Ayrıca, araçla bütünleşik olan telematik sistem, pistlerde kaydettiğiniz ilerlemeyi takip etmenizi sağlıyor. Elde ettiğim dereceler, firmaya ait test sürücülerinin elde ettiği rakamlardan çok da uzak değildi. Yanlış olmasın, bu ben hızlıyım demek değil. Aksine, ben yavaşım. Hızlı olan 720S.

 

Umarım 720S sahiplerinin birçoğu, araçlarını Roma ile yarış pisti arasında sürüş yapma fırsatı bulduğum virajlı dağ yolları gibi rotalarda sürme şansı bulur. İtalya'nın başkentinden taşraya doğru uzanan bol virajlı ve "polisin olmadığı" yollar, bu araçla oynamak için ideal mekân. 720S, pist hızlarının altında bile zarif bir yönlendirme ve şaşırtıcı bir canlılık sunuyor.

McLaren gelenekleri arasında favorilerim arasına girmeye başlayan elektro-hidrolik yönlendirme sistemini kullanmak çok keyifliydi. Yaşadığım deneyim, tüm tahminlerimi haklı çıkardı. Alkantara kaplı (opsiyonel) direksiyon simidinin boyutu tam olması gerektiği gibiydi. Radyoyu mu değiştirmek mi istiyorsunuz? Merkezi konsola buyurun. Gerçek bir beyefendi, direksiyon simidini sadece yönlendirme için kullanır. Direksiyon kremayeri hem son derece çevik ve doğrudan, hem de yoldan bol miktarda geri bildirim taşıyor. Aracın beni sürüş deneyimine dâhil etmesi 5 dakika bile sürmedi.

341 km/s hıza ulaşabilen bir otomobilde bu küçük detayları ustalıkla işlemek, çok daha etkileyici.

Sert direksiyona rağmen araçta lüks otomobillerde görmeyi bekleyeceğiniz birçok donanım var. McLaren'ın en yeni jenerasyon bilgi eğlence sistemi son derece basit. Dikey merkezlenmiş dokunmatik ekran seri üretimde sunulanlardan biraz daha gecikmeli tepki veriyor ancak dokunma, yaklaşma vb. komutları yaparken çok zorlandığımı söyleyemem. Merkezi gösterge paneli dijital, ayarlanabilir ve okunaklı. Yola odaklanmak istediğinizde bu parça katlanıyor ve karşınızda duran ince ekranda sadece hız, bulunduğunuz vites ve devir gösteriliyor. Navigasyon iyi çalışıyor; koltuklar ısıtmalı; havanın verildiği kanalları gösteren bir düğme var; kapı panellerinde eşyaların düşmesini engelleyen bir kaplama var. 341 km/s hıza ulaşabilen bir otomobilde bu küçük detayları ustalıkla işlemek, çok daha etkileyici.

McLaren, 720S'i şehir içi kullanımına da uygun yapmayı başarmış. Trafiği sakin sayılmayacak Roma'da bile araçta kendimi güvende hissettim. Bunda segmente göre harika olan görüşün payı büyük ancak süspansiyon ve yönlendirme karakteristiğini Mercedes E-Serisi veya BMW 5 Serisi'nden çok da farklı yapmayan Comfort modunu da unutmamak lazım. Konfor odaklı ayarlarda, kötü sayılabilecek zeminlerde bile çok fazla sekme yoktu. Bir parmakla döndürülebilen direksiyon ve 360 derece kameralar sayesinde 720S'i bir ahmak bile paralel park edebilir.

Gelelim merakla beklediğiniz "olumsuz yönler" kısmına. McLaren'ın yeni oyuncağı için söyleyeceklerim şunlar:

1. 720S çok pahalı. Başlangıç fiyatı 284,745 $ ki bu rakam dünyanın neresinde olursa olsun birçok alıcı için ulaşılmaz seviyelerde. Unutmadan; 720S'in Amerika'ya gelişi haziranı bulacak ve şimdiden aracın birçok örneği satılmış durumda.
2. 7 ileri, çift kavramalı (DCT) şanzıman, vites kulakçıkları ile son derece keyifli oluyor ancak D, N ve R (Sürüş, Boş ve Geri) vites modlarının merkezdeki düğmelerle yapılması biraz "müşkülpesent." Tüm bu viteslere geçiş için ayağınız frende olması şart. Şehir içi kullanımına ağırlık verecek kimseler bu özelliği sevmeyebilir.
3. Koltuk ayar mekanizması tamamen saçma.

Bitti, bu kadar... Diyecek başka kötü bir şey bulamadım.

Fırsatçı kimselerin süper otomobil selfie'lerinde olma fikri hoşuma gidiyor. Utanarak bakan yüzüm, hiç görmeyeceğim bir Instagram sayfasında yer alacak. Düşündüklerim ile o sıralar içinde bulunduğum süper otomobil arasındaki kontrast yüzünden bu fikri seviyorum. McLaren 720S kesinlikle bir yıldız. Süper otomobili icat eden ülkenin, bolca Ferrari ve Lamborghini gördüğüne emin olduğum bu kasabasında insanların başını döndürüyor olması bunun en iyi kanıtı.

 

Fotoğraflar: McLaren